Dar zamanlardayız ama geniş gönüller sürmek muradımız. O vakit, zaman da,
mekan da açılır ve olduğumuz yer adeta esen rüzgarın saçlarımızı okşadığı,
dalgalarla sarıp sarmalanmış yeşil ve ferah bir adaya dönüşür çünkü.
Peki bu “Hal”e giden yol nereden geçer? Sanırım önce bu sıkışıklık hissini fark etmek, buradan çıkmaya niyet etmek ve bunun için kendimize izin vermekle işe başlamalı. İş diyorum çünkü en önemli işimiz; bizi kendimize götürecek o gemiyi çatmak, bireye bırakılmış bir iştir ve epey emek ister.