Yazamadım Ahmet Kaya
Aşktır Çılgınlıkların En Büyüğü 14 Şubat Kutlu Olsun
Kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk
"Gelmediniz, ben hep sizi bekledim
Eksilen yanlarımla
Sizden saklı eskidim.
Her şeyden önce aşk verilmiş bir sözdü benim için
Gün, ay, saat, hafta; takvim işi zaman yani
Aldıkça dönemeçleri değişmedi hiçbir şey
Yalnızca ufuklar yeniledim
Kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk
Her sevgiliyle biraz daha
Biraz daha sizden saklı eskidim. "
Murathan Mungan
Selam Olsun Salih Bademci Kulüp'ten Şarkılar
Selam Olsun
YALNIZ VE YANAN ÜLKEM
"Rüya
Gözlerimi kapatıp
Rüyalar elimden tutup götürebilseydi
Yükselir, süzülürdüm yeni bir gökyüzünde
Kederlerimi unuturdum.
Hayalimde seyehat edebilseydim
Aşkın ve umutların yeşerdiği, acının dindiği
Saraylar ve geceler yaratırdım.
Yarattığımız her şeyi yok eden
Acımasız gerçeklerin bıraktığı
Zulüm, ızdırap ve çileyle gölgelenmiş
İnsanlar gördüğün bir dünya.
Bizi, düşlerimizi ezen
Tüm yürekleri karanlık ve aç gözlülükle dolduran
Zorbaların yükselen duvarlarını gördüğün bir dünya."
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim...
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim,
Uzak bir özlemde ayak sesleri duyulur böylesi günaydınların seslenişiyle.
Ay yüzünü, güneş sıcaklığını yansıtır da yokluğun, soğuk bir enlemin kara kışı gibidir diye söyletir.
YÜREK, SIRLARLA DOLU BİR OKYANUSTUR
AYDİLGE HALİL SEZAİ AŞK YÜZÜNDEN
Yarım kalmış hikayem var
Yarım kalmış hikayem var
Nasıl hain bu akşamla?
Yandı canım kim üflerndağlanır yaralar?
Yandı canım söner mi hala?
Bende yine de aşkın var
Yorgunum ezelden aşk yüzünden aşk yüzünden ben
Vurulduğum yerlerden yaralanmış izlerden
Kim sever içinden? en derinden en derinden ben
Kışa döndü sokaklar kar
Kırıldıkça keser camlar
Senin de cam bir kalbin var
Yandı canım kim üfler dağlanır yaralar?
Yandı canım söner mi hala?
Bende yine de aşkın var
Yorgunum ezelden aşk yüzünden aşk yüzünden ben
Vurulduğum yerlerden yaralanmış izlerden
Kim sever içinden? en derinden en derinden ben
YAPRAK DÖKER BİR YANIMIZ BİR YANIMIZ BAHAR BAHÇE
"Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanim mavi yosun,
Dalgalanır sularda
Bir yanim mavi yosun,
Dalgalanır sularda
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Öyle bir yerdeyim ki
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider Allah Allah
Kızım düşmüş sokağa
Anam gider Allah Allah
Dölüm düşmüş sokağa
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe."
KIŞ UYKUSU- NURİ BİLGE CEYLAN - HALUK BİLGİNER

YOLLARDA BULURUM BENİ
Evden çıkıp patikadan ormana doğru ilerledik.
Daha o an evin yolunu bir daha bulamayacağımızı hissettik.
Her adımla evden biraz daha uzaklaşırken Hansel ve Gratel'i hatırladık.
Bizim de ekmeğimiz çantamızda, çakıl taşlarımız ceplerimizdeydi ama geçtiğimiz yola serpmedik.
Çünkü, kaybolmak istedik.
Sonunda ormanın derinlerinde bulduk kendimizi.
İstediğimiz olmuştu, kaybolduk.
Korkmadık, üzülmedik, geri dönmeyi düşünmedik.
Zaten kaybolmak için çıkmıştık evden.
Kaybolmak, eskiyen yanlarımızdan kurtulmak, döke saça içimizi dışımıza yeniden kendimiz olmak istedik.
Yeniden mi, komik...
Evde kimse kendisi olamaz.
Evden çıkmadan, karanlıkta kaybolmadan ışığın olduğu yere adım atamaz.
Bir başka yüreğin karanlık ormanında gezinirken karşılaşır kendisiyle insan.
Orada tanır benliğini, yüreğini, cesaretini.
Anlar ederini.
Gece karanlıktır orman. Soğuktur, ıssız, tehlikeli...
Bir kulübe gerek diye düşünüp geldiği yolda ilk bulduğu kapıyı çalar insan.
Başını uzatana sorar, başkasına yerin var mı?
Başkası bakar, başkasına yer açması gerektiğini anlar, kapıyı açar.
Başkası başkasına bakar, onun aynasında görür yansımasını.
Bazen korkar yansıyandan, kendinden çekinir ve can havliyle sarılır başkasına.
Başkası, başkalaşmak ister o an, bambaşka biri olmak, görmediği, bilmediği kendine ulaşmak ister.
Bir süre kaybolur.
Çoğu zaman kaybolduğuna mutlu olur.
Bulduğunu sever, dalgalanır, durulur.
En çok da yorulduğu kendinden saklanır insan.
Bir başka gönülde dinlenir.
Başkasında karşılaşır kendiyle, yenilenir.
İyileşir ve kulübeden ayrılır.
Yine yola çıkar.
İnsan yolda hep kendini arar.
Yolda olmakta hayır var.
YAKINDAN GEÇEN MÜLTECİ ÖYKÜLER
Handan Gökçek tarafından derlenen kitabın kapağında on beş kişinin adı vardı. Elbette öykülere katkıda bulunanlar bu kadarla sınırlı değildi.
bu kitabın merkeze aldığı konu öyle sıradan öykülere benzemiyor, kahramanların acısını iliklerinize kadar hissettiriyor. Öyle her yerde okunmuyor. İnsanların hiç bir şey umurlarında değilmişcesine rahat içinde yaşadığı bir semtte, kahkahalarla muhabbet ettiği bir mekanda, lezzet peşinde iken başka insanların çaresizliğini okumak bana ağır geldi. Boğazınıza bir yumru oturunca kitabın kapağını kapatıp zihnimde açık sekmeler üzerinde düşünmeye başladım. Firuze
“Kaçta geleceksin?” “İşim bitince” “Neymiş işin acaba?” “Of anne, sal beni arkadaşlarım bekliyor görüşürüz, sen ye yemeğini.” Bak ...
-
Ülkü Tamer şiirinde “ Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen ” diyor ya, düşündüm de ben hiç kuş vurmadım, yuvasını bile bozmaya korkarım...
-
Pelikanların kursağındaydı heveslerim. O geniş, esnek torbada, biriken umutlar gibi sallanıp dururdu. Pelikan, denizin bereketini gagasıyl...
-
Merhaba, Bir kaç gün önce doğum günüm de yaklaşıyor, tıpkı yılbaşı gibi hayatı temize çekme zamanlarıdır, bu konu üzerine yazayım di...





































