İlhami Algör'ün aynı adlı romanından uyarlanmış Türk filminde Erdal Beşikçioğlu bir yazarı, Sezin Akbaşoğulları da onun ilk görüşte tutulduğu bir kadını canlandırıyor.
Kitabı ve yazarın üslubunu çok sevdiğimden kitabı bir kaç kez okudum, filmini de bir kaç kez izledim:))
Bir kaç alıntı ile fikriniz olsun istiyor, öncelikle kitabı okumanızı, sonra filmi seyretmenizi, hatta sonra da yine kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
"Ağlamayan kadın, ağlatacak kadındır" derdi bir arkadaşım.
"Kadın, mesafeli bir yerden, başka birinin sesiyle konuşuyordu, Müzeyyen bir daha hiç eskisi gibi olmadı."
"Neden gitti? Onu hiç ihmal etmedim, hep gözlerinin içine baktım."
"Maalesef bütün hikayelerin sonunu sen yazamazsın"
"Bazen bir çıt sesi duyarsın ve gitmen gerekir. Bu ses bazen bir eşyadan gelir, bazen üçüncü bir şahıstan. Çünkü kader... Bazen her şeyi beraber istersin bazen de her şeyi bırakıp defolup gitmek"
"Hayat böyle işte; belki de ayrılıkla ölüm acısına prova yapıyoruz. Ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına..."
"Bazen insanlar biri yarım sanır iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. Oysa iki lanetli sayıdır, kendine yetmez hep üçe koşar. Bu yüzden arkadaşlarımın evlenmesi hep hüzünlendirir beni. "
"Sonunda Müzeyyen'deki tuhaflığın ne olduğunu anlamıştım, hiç flört etmiyor, gözlerini kaçırmıyordu."
"Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki!"
"Güzellik, para gibi bir şeydir. Ancak sahip olanlar önemsiz olduğunu söylerler."
Kitabını okumayı çok istiyorum. Filmini bilmiyordum. Bakayım. Teşekkürler:)
YanıtlaSilKolay gelsin ikisi de iyi
SilHer kitabın bir zamanı vardır o zaman gelmeden okuyamaz insan
YanıtlaSilEvet kapak da şahane
YanıtlaSil