BİR BAŞKADIR –ETHOS

 SİNEMA/DİZİ GÜNLÜĞÜ  238. 



-BİR NETFLİX DİZİSİNİN BAŞARISI ÜZERİNE BİR DENEME –

Günlerdir her yerde konuşulan “Bir Başkadır” adlı dizi, Türk yapımlarını izlemeyen kesimler için dahi bir heyecan kaynağı oldu. Üzerine çok şey söylendi. Suya sabuna dokunmayan, zengin züppe oğlanı yola getiren fakir ama gururlu, güzel kız senaryolarının yapaylığından ya da uyarlama dizilerden sonra, başka bir hikaye görmek etkileyiciydi doğrusu. Yazan- yöneten, “Masum” dizisini de çeken Berkun Oya ve dizinin oyuncuları, birkaç gün içinde arama motorlarında adı en çok tıklanan kişilerden oldular. Çok farklı kesimlerden insanları karakter olarak seçen yönetmen, gerçekten iyi bir iş çıkarmıştı. İlk sezonda onların hayatlarına dair kısa hikayeleri gördük. Tanıştığımız bu karakterlerin dizinin devamında neler yaşayacağı konusunda meraklandık.

Kaçma

 



"Kendinle karşılaşma zamanın gelmedi mi? Dur biraz, otur, sonra kendine bak durduğun yerden!" 

Durdu düşündü. Başını kaldırdı, gözlerime baktı: 

"İçimde kendime rastlamadım, onunla öyle doluyum ki her kıvrımda onun sesi, nefesi, o tatlı gülümseyişi var. Ben kendimden çoktan vazgeçmişim Perihan!" diyemedi. 

Kırık Kıvrım


Eski komşuma "Uzun zamandır itiraf etmek istiyordum; herkesten ve her şeyden bıktım" diye yazdığımda odanın kapısı açıldı. "İti an çomağı hazırla" dedim sonra gülücük emojisi gönderdim. "Herkes dediğine göre kim girse it olacaktı" yazdı. Oğlanın mızıltısını dinlemeden "İyi insan lafının üstüne gelirmiş" demeyi özledim, sen de matah bir şey var gibi takılıp gittin adamın peşinden, yalnız bıraktın" yazınca aradı. Yattığım yerden açtım, ön kamerada kendimi görünce korktum. Gerçi o da bir şeye benzemiyordu. Dip boyası gelmiş, saçının sarısı iyice solmuştu. Yüzü zaten kireç. 

Ballıbaba Sokak

Uykusuz bir gecenin ardından yorucu bir sabahtı. Kendimi bir anda yirmi yıl önce oturduğum evin önünde buldum. 


Neden hep döner dolaşır anıların kucağına döneriz? Bu seferki rastlantıydı ama “Tanrı istemezse yaprak bile düşmediğine” göre tesadüf değildi buraya gelişim. Epeydir dağılmış parçalarımı toplamakla meşgul zihnim. 

Kuru Beyaz Bir Mevsim 1989


SİNEMA GÜNLÜĞÜ  237. FİLM 




Linki tıklayarak Kuru beyaz bir mevsim adlı filme dair yazımı okuyabilirsiniz.

FİLM İNCELEME YAZILARI

1- HAYSİYETLER KOLONİSİ FİLM İNCELEME

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/07/21-sayi-indir-57.pdf

2- SUÇ VE CEZA FİLMLERİ

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/07/22-sayi-indir-58.pdf

3- İŞE YARAR BİR ŞEY FİLM İNCELEME

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/07/23-sayi-indir-60.pdf

4-AKREBİN YOLCULUĞU FİLM İNCELEME 

https://www.yazi-yorum.net/assets/pdf/26-sayi-indir-62.pdf

5-ANAYURT OTELİ

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/07/27sayi-indir-63.pdf

6-GECE YOLCULUĞU

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/08/28.pdf

7-KARŞILAŞMA

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/09/untitled.pdf

8-V FOR VENDETTA 

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/10/30.pdf

9-KURU BEYAZ BİR MEVSİM 

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/11/untitled.pdf

SİTEDE YAYINLANAN DENEMELER

1-Geçer gider

https://www.yazi-yorum.net/2020/05/14/gecer-gider-handan-kilic/

2-Polisiye Nedir?

https://www.yazi-yorum.net/2020/05/02/polisiye-nedir-handan-kilic/

3-Kimse kimsenin her şeyi olamazmış

https://www.yazi-yorum.net/2020/07/27/kimse-kimsenin-her-seyi-olamazmis-handan-kilic/

4-Soğuk Zincir

https://www.yazi-yorum.net/2020/06/16/soguk-zincir-handan-kilic/

 

5-Yok birbirimizden Farkımız

https://www.yazi-yorum.net/2020/08/23/yok-hic-birbirimizden-farkimiz-handan-kilic/

6-Hayat Ağacı

https://www.yazi-yorum.net/2020/09/25/hayat-agaci-handan-kilic/


7-TÜNEL 

https://www.yazi-yorum.net/2020/10/28/tunel-handan-kilic/

 

Çığlık




Kadın, arabayı bilmediği bir yöne sürdü. Ana arterler, yan yollar derken çevre yoluna çıktı ve gaza bastı. Etrafında binalar azalana kadar ilerledi. Yol dümdüz akıp giderken görüntüye giren ağaçlar tek tüktü. Sarı ve kahverenginin yer değiştirdiği uçsuz bucaksız ovaların arasından geçerken sarı bir denizi yarar gibiydi. Aniden fikir değiştirdi, gördüğü ilk tali yola saptı. Bir süre daha gidip ıssız, toprak bir yolda durdu. Arabadan indi ve avazı çıktığınca bağırmaya başladı. Nefesi kesilene kadar çığlığına çığlık ekledi. Dermanı kesilen dizleri üzerinde toprağa çöktü. Ağlamaya başladı. Ağladı, ağladı, gözündeki son damla gönlündeki ile denkleşince durdu. Vakit ilerlemiş ortalık serinlemişti. Gözyaşlarını silerken bir göğe bir yere baktı. Ufukta güneş batmaktaydı. "Yer sarı gök sarı, gece kara, toprak kapkara" diye mırıldandı. Gökyüzünde bir kaç kuş aheste kanat çırparken elinde bir ürperme hissetti. Boy boy karıncalar sarmıştı her yanını. Bir süre izledi. Eline tırmanan karıncanın ardında bir sızı bıraktığını fark etti. Yürüdükleri yer yanıyordu yine ısırıyorlar diye düşündü.

Bugünlerde en çok karıncalar dokunuyor tenime nereye gitsem oradalar. "Canını yakıyorsa o sarı karıncadır" demişti annesi. "Topraktakiler daha başka, çok büyük, küçük ve daha koyu renkliler" diye düşünürken elindeki ile konuşmaya başladı. 

“Ayak altındayız değil mi ikimiz de, bir türlü uçamıyoruz. Mahkûm muyuz biz, ezilmeye, hor görülmeye katlanmak zorunda mıyız?" 

Doğruldu, toprak yolda yürümeye başladı. Biraz sonra arkasında bir hareket hissetti. Dönüp bakınca irkildi. Siyah bir köpek adım adım yaklaşıyordu. Önce kalbi hızla atmaya başladı, sonra omuzlarını silkti, dudağını büktü, “Ne olacaksa olsun!” diye mırıldandı. Yürümeye devam etti. Köpek ters yönde uzaklaşmıştı. “Normalde hep yüreğim ağzımda kaçardım, peşimden geldiğini düşündükçe nefessiz kalırdım, ondan kurtulmak bu kadar kolay mıydı?” diye mırıldandı. 

Hava kararmaya başlayınca dönmeliyim diye düşündü, kuş uçmaz kervan geçmez bu yerde daha fazla dolanmamalıyım diyerek arabaya yürüdü. Ama yine göğsünde o daralmayı hissetti. Gözleri doldu. “Kendimi bir türlü anlatamadım, ne desem ne yapsam kar etmedi, kimseden bir isteğim yok artık, atı alan Üsküdar'ı geçti, Bor'un pazarı geçip gitti de eşekler Niğde'ye mi sürüldü bilmiyorum ama bir benim gönlümün dileği yerine gelmedi. Bunca kelimeyi kullanıp hiçbir şey anlatamamak. Yine de biliyorum ki, bu kadar izahımın kalbe değmemesi beni beceriksiz bir anlatıcı yapmaz. Kabı kadar alır herkes, nasibinde kabının çapı darsa ben kimseye bir şey yapamam ki! Zaten elimden gelen buydu ama yetmedi, hiçbir şey değişmedi. Peki, öyle olsun! Döndüm kendime, içimde aradım yitirdiklerimi. İyi de oldu bu dönüş. Kendi gücüme gelmem, dağıttıklarımı geri almam, içimde devrilen rafları toplamamla oldu.”  

Yüzüne, yağmurdan sonra açan güneşler kadar güzel bir gülümseme yerleşti. Arabaya binerken tekrar göğe baktı, laciverte doğru ilerleyen maviye gülümsemesinden bulaştırdı. Çığlığının asılı kaldığı uzaktaki o ağacı selamladı. Dönüş yoluna girdiğinde boğazı acısa, gözleri yansa da gönlü ferahtı. 

10/11/2020
HANDAN KILIÇ

Baby Reindeer Dizisi Üzerine Değerlendirmeler

  Afişiyle dikkatimi çeken bu diziyi, edebi zevklerine güvendiğim bir kaç arkadaşımın hikayesinde "çok etkileyici, bitince iki gün kend...