DUMAN, AMAN AMAN


Her şeyi yazarım da zamanı yazamam, o yazar çünkü beni" (1) demiş şair. Bir başkası “Nedir zaman nedir bir su bir kuş mu nedir zaman nedir iniş mi yokuş mu”(2) diye sayıklamış. 

Sonra o şarkı, son zamanlarda her mısrasını iliklerime kadar hissettiğim... 
Gezdin, tozdun aman aman, sazdın, sözdün aman aman, giderek üzdün bizi zaman
Yazdın, çizdin, aman aman, incecik izdin, aman aman, sıraya dizdin bizi zaman

UNORTHODOX NETFLİX MİNİ DİZİ

SİNEMA GÜNLÜĞÜ 107. 

SPOİLER İÇERİR.

Unorthodox, 26 Mart 2020'de Netflix'te çıkış yapan bir Alman-Amerikan drama mini dizisi. Dizi, Deborah Feldman'ın 2012 otobiyografisi Unorthodox: Hasidic Roots'un Skandal Reddi'ne dayanıyor. 

Dizinin konusu, oyuncuları, çeşitli yorumlar için aşağıdaki kısma gidebilir, kaynak göstererek yaptığım alıntıları okuyabilirsiniz: 

Benim yorumum şöyle: Din, dil, ırk fark etmeden tüm kapalı toplumlarda ve topluluklarda bu tarz baskılama şekilleri vardır. Her zaman buna aykırı davrananlar, gruplardan ayrılmak isteyenler de vardır. İnsana doğru, yanlış kavramını içine doğduğu aile verir. Coğrafya kaderdir sözü biraz daha özelleştirildiğinde ailen de kaderdir. 

UYANIŞLAR AWAKENİNGS 1990

 SİNEMA GÜNLÜĞÜ 106. FİLM

UYANIŞLAR AWAKENİNGS 1990 


Bu filmi defalarca izledim. Oyuncularını sevdiğim için. 

Gerçek bir hikayeden esinlenilmiş. Konusu da çok etkileyici.

Film önü ve film arkası programında çok güzel tahlilleri de var. Hala izlemeyen varsa kesinlikle tavsiyemdir.


Bir de bir Rilke şiiri var ki, dehşet verici

panter
(jardin des plantes'da, paris)

gözleri parmaklıkların geçişinden
öyle yorgun bakmaya dermansız;
sanki binlerce parmaklık demirden,
ve arkasında yitik dünya apansız.

vakur salınır zarif zorlu adımlar,
en dar alanda dolanıp duran,
ortada sanki bir güç dansı var;
vurgun yemiş bir irade, doğadan

bazen kalkar perde göz bebeğinden
yavaşça – derken bir resim dalar derin;
gider peyderpey sakin diri bedeninden –
ve sona erer ömrü kalbinde resmin.

Türkçesi: ali osman öztürk


BEREKET


"Biz seninle birbirimize inanarak uzak yaşadık
İnanmak gönülle olur, akıl bir yere kadar eşlik eder ya teslim olana. Hiç teslim etmeden bedenlerimizi, kalplerimizi birbirimizde bıraktık. İnandık bir olabileceğimize. Bir anaforun içine çekildik önce. Yutabilirdi. Kaybolmaktan korkmadık. Durmadık, direnmedik çünkü inanmıştık.

"Bir adanın denizinden ayrı kalması neyse" der ya şair bir düşün hangi ada denizden ayrı kalabilir. Biz kaldık. Kıyısız, çaresiz, yalnız... Deniz vazgeçilmezimizdi, bozkıra düştük. Dara gelemezdik, daraldık. Karanlık geçitlerde sıkıştık. Gökyüzüne hasretken denizi mırıldandık. Ömür geçiyor diye feryat ettik, ağladık. Denizsiz şehirler, kimliksiz yüzler, sahte dizelerde oyalandık. Umutsuz işlere ümit bağladık. Hasret kayıklarını dalgasız denizlerde batırdık. 

Everybody Knows- Leonard Cohen -Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu-

Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu
herkes parmaklarını çapraz yapar yuvarlarken
herkes biliyor, savaşın bittiğini
herkes biliyor, iyi adamların kaybettiğini
herkes biliyor, dövüşün hileli olduğunu
fakirler fakir kalır, zenginler zenginleşir
hep böyle gider
herkes biliyor


SAATLER VE GEYİKLER- LALE MÜLDÜR


"Bazen ama bir insanla bir şey olur" der şair. Ne sır dolu bir mısradır. "BİR ŞEY" Her şey olabilir bu ya da hiç bir şey...Yoo, hiç bir şey olan biri ile hiç bir şey olmaz ki! Bir şey olsa kalbin ritmi değişir. Öfkelenirsin mesela, kızar bağırırsın olan şeye. Duvarları yumruklarsın...Yine de geçmez. Olan olmuştur çünkü. 

Olanda hayır vardır.  

Olmuşla ölmüşe de çare yoktur. Olan en azından var olmuştur. Ortaya çıkmıştır. Bu bile cesaret gerektirir ya! Perde ardından izlemek, göz ucuyla hep takipte olduğu halde hiç ilgilenmiyormuş gibi yapmak vardır bir de... Olanı anlamlandıramayanın işidir bu. 

Yazık! Anlamdıramadığın  senin olmaz, isim koyamadığın her şey boşlukta kalır. Askıda geçersiz bir yaşam... Askıda ekmeğe benzemez. Bekle dur. Bir halt olmaz. 

"Ağlama yüreğim yar gelmez/ Gelse de artık fark etmez/Ha döndü dönecek ömür bitiyor/Kış ortasında bahar gelmez/ Ah kaçıncı darbe bu/ Ah bu kaçıncı perde/ Anlamıyor yüreğim gel kendin söyle"  

"Kısa süren bir şey" Uzun süren ne var ki bu hayatta? Ömür bile bitiyor işte. Başlayan her şey bitmeye mahkum. Ne yapalım, doğan büyüyor, yaşayan geçip gidiyor alemden. Kısacık her şey. O şey de, ne, iki insan arasında olan işte... Ama şair nasıl devam ediyor:

"İki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi" 

Gözümde canlandı diyecekken devam ettim, 
"Gözümde canlanır, koskoca mazi
 Sevdiğim nerede? ben neredeyim?
Suçumuz neydi ki, ayrıldık böyleKaybolmuş benliğim, bak ne haldeyim

Gözümde canlanan Noel kartpostallarındaki o geyiklerden başkası değil. Geyikler havada nasıl öpüşüyor ki? Yer çekimi ? Gök çekimi, göz çekimi yener mi her şeyi? Öpüşürken havada değilsen zaten... Geyikler ... Boynuzları birbirine dolanınca ölen geyikler... Ah Lale, Lalem... Ne güzel anlatmışsın:

"Ormanda bir kuş hızla dönüyordu
Aşık olduğumuz zaman
Yürek denen ormanda
Ya da orman boşluğunda
Bir kuş anormal bir hızla döner
Ve kaçmamız gerektiğini söyler bize
Çünkü her şey çok fazladır
Kendi etrafında nefes kesici bir biçimde 
Dönen bir kuş kendini ve etrafındakileri yaralar;
Tehlikedir onun adı
Bunun için aşkı hiç kimse
İnsanın kendi arkadaşları bile istemez"

"Bazı insanlarla yıllarca görüşsen de bir şey olmaz

Acı gerçeğin yüzüne tokat gibi indiği bu cümlede saklanan acıyı kim tarif edebilir? 
Herkes en az bir kere yaşar bu acıyı, bazıları çok kere bilir. Geri kalanları sütten ağzı yanınca yoğurdu üfleyerek yediğinden kurtarır paçayı.

Acının nedeni tam da bu cümlede işte: Senin ilk mısrayı yaşadığını sandığın, iki geyiğin havada sıçrayıp öpüştüğü o muhteşem anın içinde olduğunu zannettiğin zamanlarda karşındakinin "Yıllarca görüşsen de bir şey olmaz" modunda kıpırtısız duruşu ile karşılaşmak... 

Ve yere çakılış... İstiklal Marşı... Kapanış

Handan Kılıç
30 Mart 2020
Ankara   



LA CASA DA PAPEL VE KORONA GÜNLERİ ÜZERİNE GELGİTLER



Bu gün günlerden Cumartesi imiş. 

Ne önemi var! 

Benim için uzun süredir günlerin adları önemini yitirdi. 

Şimdilerde corona bütün dünyayı eşitledi. Acil hizmet sektöründe çalışanlar dışında herkesin günü gecesine, pazartesi cumartesine karışmış durumda. #Koronagünlükleri ne devam o zaman.  

Ama dün bütün dünya için önemliydi. 

#lacasadapapel  'in dördüncü sezonu yayına girdi. LCDP günü benim için de Cumartesi isminden kıymetli.


Günler ateşler gibi geçerken geriye hep kül kalıyor

Handan Kılıç May 29, 2025 Bir hafta aradan sonra selam, İhmal değil imkânsızlıktan atladığım hafta ve devamı son derece yoğun geçti. ...