Aşktır Çılgınlıkların En Büyüğü 14 Şubat Kutlu Olsun


Dünya yaratıldıktan yaklaşık üç milyon yıl sonra, insan ve hayvan ırklarının oluşumundan da tahminen iki milyon yıl kadar önce, Yaradan bütün duyguları bir araya toplayıp dünya gezegenine göndermiş. Yola çıkmadan önce de onlara ''Gidin bakalım orada neler yaşayacaksınız, dönünce bana anlatırsınız,'' demiş.
Tüm duygular bir araya toplanıp, olay yeri araştırması yapmak üzere özel bir gemiye bindiklerinde, merak duygusu ''Yaşasın!'' diye bağırmış. ''Canlı varlıklar yaratılmadan önce dünya yaşamı nasıl bir şeymiş, ilk biz göreceğiz!''

Korku hemen lafa girmiş. ''Keşke evimizden hiç ayrılmasaydık, bu bizim sonumuz olabilir.''
Dünyaya vardıklarında, şaşkınlık duygusu uzun süre hiçbir şey yapmadan sadece etrafına bakmış.
Utangaçlık ise gelir gelmez kendine saklanacak bir yer aramış. Bunu gören çılgınlık ''Buldum,'' diye bağırmış. ''Hadi gelin, hep beraber saklambaç oynayalım.''
Çılgınlık ebe olmuş, önünde uzanan dev ağaca kafasını yaslamış ve gözlerini kapatarak birden ona kadar saymaya başlamış.
O sırada bazı duygular, çılgınlığın onları göremeyeceği yerlere saklanmaya çalışırken, ne yapacağını bilemeyenler de olmuş, bu oyundan memnun olmayanlar da.
Saklanacak yer bulmakta en çok zorlananlar neşe, üzüntü, gerçek ve endişe olmuş çünkü ''Biz neye saklanırsak saklanalım, mutlaka bulur bizi'' diye düşünüyorlarmış fakat uyum sağlamak adına az ilerideki kayalıkların arkasına saklanmışlar.
Aynı durumda olan şüphe, tutku, cömertlik ve bencillik de bir araya gelip, ormanın girişindeki ağaç kovuklarının içine gizlenmişler.
Aşk ise o kargaşanın içinde tek başına kalmış. Çılgınlık ''Dokuz.... On...'' dediği anda da bir çırpıda gölün üzerindeki nilüfer çiçeğinin taç yapraklarının içine saklanmış.
Çılgınlık arkasını döndüğünde ilk olarak üşengeçliği sobelemiş çünkü üşengeçlik saklanacak yer bulma telaşına bile kapılmayacak kadar umursamamış bu oyunu.
Çılgınlık, kısa sürede tüm duyguları teker teker bulup çıkarmış saklandıkları yerden. Fakat bir türlü aşkın nereye saklandığını bulamamış.
Aşkın nereye saklandığını gören fesatlık ve dedikoducu hemen çılgınlığın kulağına eğilip ''Gölde yüzen nilüfer çiçeğinin içine bak,'' diye fısıldamışlar.
Nilüfer çiçeğinin taç yapraklarının arasında aşkı bulmak için göle giden çılgınlık, tüm çabalarına rağmen aşkın nereye saklandığını bulamayınca, ağaçtan kopardığı uzun bir dal ile nilüfer çiçeğine hızla vurmaya başlamış. ''Hadi artık aşk, çık dışarı, beni daha fazla zorlama!''
Çok geçmeden aşk, ağlayarak dışarı çıkmış. Aldığı darbeler yüzünden her yeri yara bere içinde kalmış ama en kötüsü de gözleri artık görmüyormuş.
Bunu gören çılgınlık, yakın dostu pişmanlığa bakarak Ben ne yaptım? Ah ben ne yaptım!'' diye haykırmış.
Duyguların dünyada bir kargaşa yaşadığını gören Yaradan, hepsini karşısına alıp ‘’Neler oluyor?” diye sormuş. Olanları duyduktan sonra da “Çılgınlık, sen ne yaptın böyle, sizi buraya birbirinizle çatışmanız için göndermedim ki,’ demiş.
‘’Çok üzgünüm,’’ diye cevap vermiş çılgınlık. ‘’Bu hatamı nasıl telafi edebilirim’’ diye sormuş ardından.
‘’Artık çok geç…” demiş Yaradan. ‘’Aşka verdiğin zarar bundan sonra düzelmez. O artık hiç görmeyecek. Bu yüzden bundan sonra ona hep sen rehberlik edeceksin, onu bu yolculukta hiç yalnız bırakmayacaksın. Yapabileceğin tek şey bu.’’
İşte o günden beri aşkın gözü kör, çılgınlık da onun ezeli rehberi.

Teşekkürler Luset Kohen Fins / Büyüklere Masallar

2 yorum:

  1. Yaradan aşkın diğer duygular tarafından zarar göreceğini iyi biliyordu ve onu Dünya'ya hiç göndermedi, yanında tuttu. Yine de diğer duyguların, bu saklambaç oyununda aşkı bulmak için neler yapacaklarını merak ettiği için sanki varmış gibi onu aramalarına izin verdi.

    Üşengeçlilk, tembellik, yılgınlık, ümitsizlik onu bulamadı.
    Korku, nefret, kıskançlık, kibir, zulüm onu hiç aramadı.
    Özlem, hasret, fedakarlık, gözyaşı, umut ve sevgi ise onu bulduğunu düşündüklerinde karşılarına büyük bir ayna çıktı. Baktıkça o aynadan yansıyan kendi görüntüleriydi.

    Aşk hem hiçbir şeydi, yoktu, olamazdı, yukarıdaydı hem de her iyi insanın içinde farklı bir yerde gizliydi. Belki de sadece 'aramaktı'..

    YanıtlaSil
  2. Arayan Mevlasını da belasını da buluyor derler Hakan Bey. Umarım bu hayatta kötüden zordan yana nasibimizi doldurmuşuzdur da iyiden güzelden payımıza bir şeyler düşer artık... Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler rahmeti merhameti eksik olmasın üzerimizden ... çok yorgunum ve üşüyorum bu soğukta...

    YanıtlaSil

Çam Ağacının Gölgesinde Ekşi Sözlükte

Ekşi Sözlük sürpriziyle karşılaştım bugün.  Oradan verilen linkteki yazı aşağıdadır:  Medium sitesinde yayınlanmıştır.  Teşekkürler Handan K...