Dolabı açtım, gözüme ilk turuncular, sarılar çarptı. “Meyveler
dalından” demişti, manav; mandalinaları, limonları Gümüldür’den, kendi
bahçemden getiriyorum, devamı yok.” Gerçekten lezzetliydi.
Sahi dalından kopararak hangi meyveyi yedim en son diye düşündüm;
büyük aşkım karaduttu tabi. Teyzemin bahçesinden taşan dallar asfaltı kırmızıya
boyamıştı. Merdiven var orada çıkın toplayın deyip balkondan gözlerini
ayırmadan bakınca boyumun yetiştiği yerlerden birkaç tane aldım bırak dedim
şimdi midemize oturur çok da koparmayalım. Oysa ben karaduta hiç doymazdım.
Kilolarca bulsam havalara uçardım. Olmadı dondurmasını alır yine de
vazgeçmezdim, karamdan, dutumdan. Ama bazı insanlar tavırlarıyla doyuruyorlar
insanı. Ne tat bırakıyorlar ağızda ne bir parça umut yürekte.