Kahramanın Yolculuğu

 


Bir ömür boyu 

koşarsın yetiştiğin nasibindir. Koşmak da gerekmez derler aslında. “Nasipse gelir hintten Yemen’den nasip değilse ne gelir elden” demişler.  Yemen deyince aklıma gelen gülümsetiyor. Hani kahveler gecikince derler ya, “Bu kahve yemen den mi geliyor?” diye işte uzak diyarlardan develer üstünde bile gelirken nasibinse yolunu buluyor, mideyi şenlendiriyormuş.

İyi ki doğdum 🎂


 Mutlu yıllar 🎂🎊🎉🎁🎈 tebriğini öyle çok aldım ki bu gün:)  Hediyelerim de çok güzeldi. Yeni yaşıma bir de benden hediye gelsin diyerek bu mandalayı çizdim. Ve soruyorum evrene: Bundan daha iyisi nasıl olur? Hayatın tümü bana kolaylık neşe ve ihtişamla gelir . Teşekkür ederim canım kendim. Ölene kadar seninleyim. 💜🧿🙏🥰🍰

Kibritçi Kız- Match Factory Girl

SİNEMA GÜNLÜĞÜ: 261. FİLM


 Yazı-yorum dergi nin yeni sayısı yayınlandı. Kibritçi kız filmini “Kurtlarla koşan kadınlar” versiyonu ile birleştirip yazdım ücretsiz dergiyi pdf olarak indirebilirsiniz  

https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2021/02/untitled.pdf

BİR UYUSAM

 


Uçağa biner binmez defterini çıkarıp yazmaya başladı:

Kapıyı çarpmışım arkamdan”  Bir ara bu serzenişi çok duyardım. Liseye başladığım zamanlarda çok çarpardım kapıları. Bazen öyle şiddetli olurdu ki kapının kenarından parçalar dökülürdü. Aslında parça parça olan bendim her seferinde ama lafı da ben yerdim. “Kötü örnek olma” diye. 

KANDIR BENİ


“Ve dünya karides salataları, çerkes tavuklarıyla yalan bir dünya olup çıkardı”

Yelkovan Yokuşu/ Selçuk Baran
Kitabı kapattı kendi kendine mırıldanmaya başladı:

Bir kilit var kilitten içeru.


Bu kapı kilitli, açılmıyor. 


Kaç kilit var üst üste acaba diye düşündürüyor... 

İçeri giremedikçe yorgunluk artıyor. 

Yol, adımladıkça uzuyor. 

Kelimeler yan yollara sapıp adresi bir bilmeceye çeviriyor. 

Üzümü, pekmezi iyi de, ahkam keseni yetti!

 Dolabı açtım, gözüme ilk turuncular, sarılar çarptı. “Meyveler dalından” demişti, manav; mandalinaları, limonları Gümüldür’den, kendi bahçemden getiriyorum, devamı yok.” Gerçekten lezzetliydi. 

Sahi dalından kopararak hangi meyveyi yedim en son diye düşündüm; büyük aşkım karaduttu tabi. Teyzemin bahçesinden taşan dallar asfaltı kırmızıya boyamıştı. Merdiven var orada çıkın toplayın deyip balkondan gözlerini ayırmadan bakınca boyumun yetiştiği yerlerden birkaç tane aldım bırak dedim şimdi midemize oturur çok da koparmayalım. Oysa ben karaduta hiç doymazdım. Kilolarca bulsam havalara uçardım. Olmadı dondurmasını alır yine de vazgeçmezdim, karamdan, dutumdan. Ama bazı insanlar tavırlarıyla doyuruyorlar insanı. Ne tat bırakıyorlar ağızda ne bir parça umut yürekte. 

DİPSİZ GÖL SÖYLEŞİSİ EDEBİYATHABER'DE

Handan Kılıç: “Bir ülkede kadınların kızların, çocukların, hayvanların güvenliği yokken sadece kadınlar değil kimse mutlu olamaz” Eylül 9, 2...