Dürt İçindeki Narı

 




12/12/2020

12:12


21 Aralık, Nam-ı diğer “Şeb-i yelda” geldi çattı. Gün dönümünün ve uzun gecelerin taşıyıcısı kış başlıyor.


Zaten 2020’nin bitmeyen dertli günleri, virüsleri, maskeleri ile hepimizi zorladığı bir dönemde, hayattan yorulmuşken şimdi bir de Nevruz bayramına kadar sürecek bu soğuk mevsimi atlatmamız gerekiyor. 

Öykü küçürek, ölüm gerçek

 


Ah be dünlük!


2 Aralık 2020 akşamı da, her Çarşamba olduğu gibi küçürek bir öykü yazmak için zoom da bir araya gelmiştik. Hocamız, kendinizi aktarda satılan ama rafta kalmış bir baharat türevi gibi düşünerek kişileştirme sanatıyla bir öykü yazın demişti. Ben de kaptırmış kendimi sahlep yerine koyup Aktar Efendiye basiretsizliği yüzünden söyleniyordum ki, önüme bir mesaj düştü: 


Eksik bir şey mi var?


Günlerdir öyle yoğun ve yorgundu ki, kendiyle kalacak bir vakit bulamamıştı. Oysa her gece üçe kadar oturmuş, yazmış, çizmiş çalışmıştı. Gündüzleri evin işleri, yeni normalin sıradanlaşan zoom toplantıları, dışarıdaki işler derken insan iyice dağılıyor, bitmeyen bir koşturmacanın içinde bir türlü odaklanamıyordu. Mecburen herkes yatıp el ayak çekildikten sonra kendine bergamut kokulu bir çay demleyerek geceye süzülüyordu. 

BİR BAŞKADIR –ETHOS

 SİNEMA/DİZİ GÜNLÜĞÜ  238. 



-BİR NETFLİX DİZİSİNİN BAŞARISI ÜZERİNE BİR DENEME –

Günlerdir her yerde konuşulan “Bir Başkadır” adlı dizi, Türk yapımlarını izlemeyen kesimler için dahi bir heyecan kaynağı oldu. Üzerine çok şey söylendi. Suya sabuna dokunmayan, zengin züppe oğlanı yola getiren fakir ama gururlu, güzel kız senaryolarının yapaylığından ya da uyarlama dizilerden sonra, başka bir hikaye görmek etkileyiciydi doğrusu. Yazan- yöneten, “Masum” dizisini de çeken Berkun Oya ve dizinin oyuncuları, birkaç gün içinde arama motorlarında adı en çok tıklanan kişilerden oldular. Çok farklı kesimlerden insanları karakter olarak seçen yönetmen, gerçekten iyi bir iş çıkarmıştı. İlk sezonda onların hayatlarına dair kısa hikayeleri gördük. Tanıştığımız bu karakterlerin dizinin devamında neler yaşayacağı konusunda meraklandık.

Kaçma

 



"Kendinle karşılaşma zamanın gelmedi mi? Dur biraz, otur, sonra kendine bak durduğun yerden!" 

Durdu düşündü. Başını kaldırdı, gözlerime baktı: 

"İçimde kendime rastlamadım, onunla öyle doluyum ki her kıvrımda onun sesi, nefesi, o tatlı gülümseyişi var. Ben kendimden çoktan vazgeçmişim Perihan!" diyemedi. 

Kırık Kıvrım


Eski komşuma "Uzun zamandır itiraf etmek istiyordum; herkesten ve her şeyden bıktım" diye yazdığımda odanın kapısı açıldı. "İti an çomağı hazırla" dedim sonra gülücük emojisi gönderdim. "Herkes dediğine göre kim girse it olacaktı" yazdı. Oğlanın mızıltısını dinlemeden "İyi insan lafının üstüne gelirmiş" demeyi özledim, sen de matah bir şey var gibi takılıp gittin adamın peşinden, yalnız bıraktın" yazınca aradı. Yattığım yerden açtım, ön kamerada kendimi görünce korktum. Gerçi o da bir şeye benzemiyordu. Dip boyası gelmiş, saçının sarısı iyice solmuştu. Yüzü zaten kireç. 

DİPSİZ GÖL SÖYLEŞİSİ EDEBİYATHABER'DE

Handan Kılıç: “Bir ülkede kadınların kızların, çocukların, hayvanların güvenliği yokken sadece kadınlar değil kimse mutlu olamaz” Eylül 9, 2...