MODİGLİANİ-2004

Sinema Günlüğü yazılarına 43. film ile beraberiz. Bu sefer çok detaylı bir yazı yazmayacağım. Ressam olan ve daha 35 yaşında iken ölen bir adamın biyografisinden uyarlanmış. Ressam Picasso ile aynı dönemde Paris'te yaşayan bu adam genç bir ressam olan kadınla evleniyor. Onu modeli yapıyor. Önceleri nü resimler yaparken karısından sonra portreler yapıyor ancak gözlerinin içini çizmiyor. Daha fazla spoiler vermeyeyim ama detaylarla ilgilenenler için bir adres bırakayım buraya.  

Benim film boyunca gözlemlediğim, şimdilerde pek de rastlamadığımız romantik tutumla, 19 yaşındaki genç kadının tüm engellere rağmen aşkının peşinden gitmesi idi. Sevdiği adamın da bunda katkısı büyük tabi. Tutkusu, vazgeçmeyişi ile aşkın her hal ve şartta büyülü bir şey olduğunu gösterdi. 

Jack London'ın Martin Eden adlı romanını çok severim. Tıpkı oradaki kahramanın bahtsızlığı ressamı burada buldu. Bohem bir tarzı yoksul haliyle yaşayan bu iki kahraman hızlı yaşa genç öl kaidesine yenildiler. Bu bağlamda ikisi için de üzüldüm. Belki de hepimiz içindir üzüntüm. Bir laf vardı hani. Bir tahta kaşığın üzerinde görmüştüm ilk defa. 

"Tandır kıvama geldi hamur tükendi, işler kıvama geldi ömür tükendi" 

Durum budur !Romantik bir drama isteyenlere tavsiye ederim. 

6 yorum:

  1. İlgimi çekti, tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. ooo bu filmi kaçırmışım. resim en sevdiğim sanat. andy garcia ve herzigova ve udo kier. ne kadro beee :) bunu izleyims :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet hepsi favori izle:) ne güzel bu blog işi birbimizi zenginleştiriyoruz

      Sil

5.Homeros Kitap Günlerinde Handan Kılıç da vardı

  Merhaba, Dipsiz Göl'ün ilk etkinliği memleketimde gerçekleşti. Gelen, arayan, destek olan tüm dostlara çok teşekkür ediyorum. Instagra...