Günlerdir
yataktan çıkmamıştı. Hasta mıydı, hayır.
Yorgun? O da değil.
Uyku… Ah keşke!
Ne
zamandır bir değil birkaç ilaç içmeden uyuyamıyordu. Gözü bütün gece odasının
nemli duvarlarından, sıvası dökülmüş tavanına geziniyor, sabaha karşı tam yeni
yeni dalmışken odanın içine doğan güneş uyumasına müsaade etmiyordu.