üçleme filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üçleme filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HARRY POTTER SERİSİ

Merhaba,

Bir kaç gün fantastik ve çok bilinen vurdulu kırdılı "Erkek" filmlerinden bahsedeceğim. Cinsiyetçi bir yaklaşım oldu belki ama gerçekler acıdır:)) 

Bir kaç haftadır, zoom yayınlarımızın olmadığı akşamlarda sokağa çıkma yasağı olan oğlumun gönlü olsun diye onun seçtiği filmleri izliyoruz. Dolayısıyla son derece hareketli, şiddet korku, kan, düello içeren bu filmlerden içim kurudu. Ama azmettim devam ediyorum. Belki böyle yıkıcı eril yanı güçlü filmler izleyerek pasif dişil yanımı törpüler dengeye gelirim. Ama şöyle güzel bir aşk filmi izlemeye hasret kaldım. 

Gerçi dünyada ne inanacak aşk kaldı, ne tutunacak bir umut. Kocaman bir bilinmezliğin içinde sürükleniyoruz hep beraber. Bu gün yurt dışında yaşayan bir arkadaşım zoom dan bir arkadaşının cenazesini izlediklerini anlattı mesela. Hasta sayıları hızla artıyor ve biz her şeyi film gibi izliyoruz. Bir musibet isabet etmeden o illetin ne olduğunu kimse anlamıyor. Öyle çok dijital platformlar ve internet üzerinden her şeyi izliyoruz ki, ne gerçek ne kurgu karıştırır olduk. Çok garip bir zamandan geçiyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.

Öyleyse seri ile başlayalım: En çok seyredilen, en çok okunan çocuk ve büyüklerin çok sevdiği Fantastik edebiyat ve sinemanın gözdesi Harry Potter'dan bahsedelim. Biz bu akşam devam edeceğiz ve kim bilir kaç akşam daha:)) 

SİNEMA GÜNLÜĞÜ 108. -109-110. FİLMLER 

HARRY POTTER SERİSİ 1*2*3

Gerçekten güzel bir seri. Duygusal yanı olsa da uzun uzun yazmıyorum.  Emma Watson nasıl tatlı bir çocukmuş. İlk filmde hepsi çok hoşlar. Başarılı bir yapım. Kül kedisinin erkek versiyonu olan Harry garibinin yuvasını Allah yapıyor, ona koruyucular gönderiyor. Yetimi öksüzü gözetmek önemli tabi:)) Filmlerin sonunda hep iyilerin kazanması tesellimiz. Başına gelmedik olay kalmasa da ilahi adalet illa ki tecelli ediyor. Darısı gerçek dünyanın başına.     



Harry Potter, İngiliz yazar J.K. Rowling tarafından yedi kitap halinde yazılan fantastik roman serisi ve bu kitaplardan uyarlanan film serisi. Dünya çapında elde ettiği başarı ve yakaladığı satış rakamlarıyla çığır açmayı başarmış ve edebiyat tarihine geçmiştir.

ekşi sözlük yorumları için tıklayın:

SİNEMA GÜNLÜĞÜ 8

 Dün ilkinden bahsettiğim üçlemenin ikinci ve üçüncü filmleri ile bugünkü seriyi tamamlıyorum: İşte seyretmenizi tavsiye ettiğim filmden kısa kısa notlar...
    
35-BEFORE SUNSET-GÜN BATMADAN -2004



-Romanınız otobiyografik mi?
-Hepimiz yaşamlarımızın, anlarını topluyoruz. Kendi penceremizden bakıyoruz. Kendi anahtar deliğimizden bakmıyor muyuz dünyaya?

-Karakterin sana dayandırıldığını bilmek hem gurur verici hem de kendini başkasının gözünden görmek rahatsız edici. 

-Hayat arzu ile yürüyor. Hiç bir şey istemeseydik yaşıyor olmazdık. 
-İnsanın kendi olması da çok yorucu, rollerinde gözükmesi de yorucu.

-O geceyi geçen yıllardan daha iyi hatırlıyorum. 
-Seninle buluşacağımız gün o öldü ve ben ağlıyordum, onu mu seni mi bir daha göremeyeceğimden miydi bilmiyordum. 

-Geçmişi yeniden yaşamak zorunda değilsen hafıza harika bir şey. Yaşadığın sürece anılar bitmiyor. 

-Çocuklukta hiç yaşamadığım bir anım var, annemin uyarıları sonucunda yaşamışım gibi geliyor. 83 teki günlüklerimi okudum, hiç değişmediğimi fark ettim. Olan şeyler doğuştan gelen mizacı değiştirmiyor.

-A.Einstein diyor ki, "Hiç bir büyü ya da gizeme inanmıyorsan sen bir ölüsündür."

-Küçük ayrıntıları görüyorum. Kimsenin yerine bir başkası yok. 

-Niye orada değildin?
-Genç ve aptaldık.
-Dünya sandığımızdan daha güzel olabilirdi.

-Son zamanlarda çiftlerin kafası karışık. Güçlü bir kadınım ama erkeklerin sevgisine ihtiyacım var. Erkeklerin de işe yaradığını hissetmeye ihtiyaçları var.

-Sevmek beni yıpratıyor.
-Yalnız olmak, kendini sevgilinin yanında yalnız hissetmekten daha iyi.

-Ben aşkı yalnız olmayı bilmeyen iki kişi için bir kaçış yolu olarak görüyorum. İnsanlar hep aşkın tamamen bencillikten uzak olduğunu söylüyorlar.Ama düşünürsen bundan daha bencilce bir şey olamaz. 

-Lanet olası kitabını okuyana kadar iyiydim. Eski halimi, romantizmimi görünce üzüldüm. Gerçeklik ve aşk benim için sanki bir çelişki. 

-İnsanlar sadece kendilerinin zor hayat yaşadığını sanırlar.   

Film Paris'te çekilmiş. Sen nehrinde tekne gezintisi ve cafeler de yıllar sonra birbirini tanımaya çalışan iki insanın diyaloğu eşliğinde güzel bir görsel şölen sunuyor. 

36-BEFORE MIDNIGHT-GECE YARISINDAN ÖNCE-2013



Bu film ise Yunanistan'da çekilmiş. Önceki filmlerdeki romantizm yerine hayatın gerçeklerinin acıtıcılığı, olgun bir yaştan hayata bakmak, çocuklarla beraber olmak var. Bir de konuk oldukları bir aile var.

-Apollu tapınağının girişinde "Kendini tanı" yazıyor.

Eşini kaybeden yaşlı kadın:

-Bir görünüp kayboluyoruz. Geçip gidiyoruz.
Onun en çok gece yanımda yatışını özlüyorum. Islık çalarak yürüyüşünü özlüyorum. Ne zaman bir şey yapsam onun ne diyeceğini düşünüyorum. Ama son zamanlarda küçük şeyleri unutuyorum. Bu bir şekilde solma. Onu tekrar kaybetmek gibi. Bunun için her gün yüzünün detaylarını hatırlamaya çalışıyorum. 

-Bazı insanlar için çok önemliyiz. Ama oradan geçip gidiyoruz. 
-Önemli olan aramak, bir tutkuyu canlı tutmak. 

-Gençken ben ve yazar arkadaşlarımı hatırlar mısın? Ne kadar önemli bir iş yaptığımızı sanırdık. 
-Motive olmak için biraz kendini kandırmış olmak gerekiyor bence. 

******KENDİMİZE AİT HAYATIMIZ AİLEMİZİN EVİNDEN ÇIKTIKTAN SONRA KENDİ ÇOCUKLARIMIZ OLANA KADARDIR.Galiba bir on yıl yaşadım, diyor adam. 

Kadın 18 yıl sonra:
-Trende şimdi karşılaşsak beni yine beğenir miydin? diye sorduğunda adam duraklıyor. 
Kadın:
-Testten kaldın. Orta yaşlı, çocuklu, saçları seyrek, koca popolu bir kadını fark etmezdin bile. 

-Kadınlar fedakarlığın büyük bahçesinde sonsuza kadar kalırlar, bakıcı olmak kaderleri.
-Sen kadına bakmakta çok iyisindir.
-Kavga
-Her şeye rağmen birlikte olma isteği.
-Kapanış :))

şeklinde özetleyebileceğimiz diyalogları ve görsel şöleni izlenesi bu film serisi yirmili yaşlardan kırklı yaşlara uzanan süreçte kadın ve erkeğin değişimini, ruh halini anlatması açısından önemli. 

İyi seyirler, iyi hafta sonları...

SİNEMA GÜNLÜĞÜ 7




Bugün en sevdiğim üçlemeden bahsedeceğim: Çoğu kişinin severek izlediği bu film serisini yoğun diyalogları ile beğenmiş, epey not almıştım. Bir kısmını paylaşıp gerisini filme havale edeyim. Bu filmler üzerine çok yazı yazılmış. İşte bunlardan bir kaçı: serinin muhteşemliğimodern klasikler3 farklı şehirde n bir kısım alıntılayayım. 


Bunu filmleri izledikten sonra öğrendim, siz baştan bilin: 



"Film hakkında az bilinen önemli ayrıntılardan biri de yönetmen Richard Linklater yaşadığı gerçek bir olaydan sonra bu filmleri çekmeye karar vermiş. Linklater’ın hikayesi 1989 yılında başlıyor. Kız kardeşinin yeni çocuğu olmuş ve Linklater kız kardeşini Philadelphia’ya ziyarete gitmiş. Oyuncakçıya uğrayıp, orada Amy Lehrhaupt isimli bir kadınla tanışıyor. Aynı ilk filmimizdeki gibi bütün geceyi beraber geçirip, bütün gece sokaklarda geziniyorlar. Tek fark birbirlerine telefon numaralarını veriyorlar. Bir süre telefonlaşıp iletişim halinde kalıyorlar daha sonra Linklater, Amy’e ulaşamıyor. Amy’i kaybettikten sonra Before Sunrise’ın hikayesini kafasında toparlayıp, filmin çekimlerine başlıyor ve filmi çekme amaçlarından biri de Amy’nin filmi görüp, galasına gelip orada tekrar buluşabilmeleri. Before Sunrise’ın çekimleri bitiyor fakat Linklater’ın beklediği gibi Amy filmin galasına gelmiyor. 9 sene sonra Before Sunset filminden sonra da Amy’den haber alınmıyor. Before Midnight filminin çekimlerine başlamadan önce Amy’nin arkadaşı, Linklater’ın bu arayışından haberdar oluyor ve Aslında Amy’nin 1994 yılında motosiklet kazasında öldüğünü söylüyor" 



34-BEFORE SUNRİSE- GÜN DOĞMADAN-1995



Tam bir romantizm şöleni, tabi uçuk, hayali. Seninle bir dakika tadında bir film. Üçüncü için de dediler zamanla hep azalırmış sevgiler diyebiliriz. Bu da hayatın en büyük gerçeği. Kavuşamamış aşıklar asla birbirini unutamaz. Zamanla yara kabuk bağlar, acısı azalır ama unutmak için kalbin kuruması ya da zihnin bir hastalıkla hasara uğraması gerekir. İşte burada da bir gece boyu konuşan iki genç insan ve yıllar içinde yaşadıkları değişimler yer alıyor. Şimdi biraz notlara geçelim: Bu film Viyana'da çekilmiş.



-Çiftlerin birbirlerini duymadan yaşlandıklarını biliyor muydun? Erkekler yüksek sesi duymuyor.



-Yazar genç, 

-Başka insanların hırsları hiç beni heyecanlandırmadı.   
Genç kız,
-Pasif agresiflik meselesi. Ailen senin için her şeyi planlamışsa ve iyi olman için uğraşmışsa... Bundan nefret ediyorum. 


-Medyanın akıllarımıza hükmetmesi faşizmdir. 



-Hepimizin ailesi hepimizin hayatını mahvetti. Çok ilgi ya da ilgisizlikle. 



-Son zamanlarda evlilik ilişkilerinde naturel çift var mı?

-Evet var
-Yalan söylüyorlar. Çok iyi bir evliliği olduğunu düşündüğüm büyük annem itiraf etti. Her zaman aşık olduğu adamın hayaliyle yaşamış.
-Sadece kaderini kabul etmiş.
-Daha iyi olmuştur. Adamı tanısaydı onu çok üzebilirdi.


-Sadece kendi içinde huzur bulduğunda mutluluğu yakalayacaksın.



-Falcıya kendini iyi hissettirecek şeyler duymak için para ödedin.



-Teknoloji hayatımızı kolaylaştırdı zaman kazandırdı diyorlar, kimse kullanmadıktan sonra zamanın artması daha çok çalışmak demektir.



-Aşk egoistçedir.

-Ayrılığın insanları ne kadar az düşündüğünü anlıyorsun.
-Feminizmi erkeklerin çıkardığını düşünüyorum.


-Biraz daha çok sevilmeyi istemek hayatta en çok istediğimiz şey değil midir?

-Gerçekten zarar verebileceğim tek kişi kendimim. 


-Hepimiz birbirimizin şeytanı ve meleğiyizdir derler ya, o kız tamamen melek. Çok akıllı, tutkulu, oldukça güzel. Biz erkekler kadınları gerçekten tanımıyoruz.



-Sanki benim rüyamdasın. En çok hoşuma giden biribirimize karşı çok sıcak oluşumuz. Sabah olacak ve balkabağına dönüşeceğiz:( 



-Kendimden sıkıldım. Seninleyken kendimi başka biri gibi biri hissediyorum. 

-Yıllar tavşanlar gibi geçer.
E: Bir çift yıllar sonra birbirinden nefret ediyorsa bu benim için ters.
K:Biri hakkında ne kadar çok şey bilirsen daha kolay aşık olursun.


İşte Cuma günü için keyifli bir film önerisi sundum. Yarın da 2. ve 3. filmler ile yazı devam edecek, tatil boyunca seriyi izleyebilirsiniz. 






DİPSİZ GÖL SÖYLEŞİSİ EDEBİYATHABER'DE

Handan Kılıç: “Bir ülkede kadınların kızların, çocukların, hayvanların güvenliği yokken sadece kadınlar değil kimse mutlu olamaz” Eylül 9, 2...