“Merhaba,
Bir kara insanı olarak, denize uzanmış kentlere bölünmüşlüğümü anlamaya çalışıyorum. Denizi /ufku olmayan, dolayısıyla insanda çekip gitme arzusu doğurmayan coğrafyaların insanı kendini tutuklu, sınırlandırılmış hisseder.
Sırtını dağa dayamış bir ihtiyar gibi, derin düşüncelere dalmış mekânın hüznüyle kalır. Durduğu yer kendisine yetmemekte, çekip gitmek istediğinde de dağ önünü kapatmaktadır.