Kumdan kaleler gibi kalbimiz


Size bu gün mandalayı bir dua, meditasyon aracı olarak kullanan Budist rahiplerden bahsetmek istiyorum: Rahipler gider kum toplarlar, kuruturlar, boyarlar. Sonra bin bir emekle tapınağın bahçesinde büyük bir resim yaparlarmış, yani mandala çizerlermiş incecik çubukların içinden akıttıkları kumlarla. 

Uçurtmayı Vurmasınlar

 Hadi uçurtma olalım diyorum koşsun diye yeniden

(Hasibe Özdemir/ Bu kardan adam olmaz)


"Hadi uçurtma olalım diyorum koşsun diye yeniden" Hiç ses çıkarmıyor, ısrar ediyorum. 


Koşmalara, uçmalara inanmıyorum artık diyor. Nasılsa düşürecekler, uçurtmaları vurmaktan vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. 

KANALIMA HOŞ GELDİNİZ!

 


Merhaba,

Dünya hem küçük hem de herkese yetecek kadar geniştir ya, Youtube da öyle. Bu gün yeni bir adım atıp başta bu blogum olmak üzere digital platformlardaki yazılarımdan seçeceğim yazıları seslendirmeye karar verdim. Aşağıda ilk videomu paylaşıyorum. 

Takipçilerimi abone olmaya, bildirimleri açmaya davet ediyor, yorumlar ve takip desteğiniz için şimdiden teşekkür ediyorum.


  

Bir mucize, Tanrım bize bir mucize

 

Bir mucize olsa, bu kafayla yirmi yaşında olsam ve seçsem yeniden kendi yolumu neler değişirdi acaba?


Günlük güneşlik dünyada aşka inanırdım mesela. Duygularıma ters düşmez mantık diye diretmezdim. Daha çok yanılma hakkı verirdim bana. Kendimi bulmadan kanatlarım altına ısıtacak, bakıp büyütecek sorumluklar almazdım. Belki o zaman daha iyi korur kollardım, kendimi, evladımı, hayatımı. Ama bir yandan da hayatımın mucizesi sahip olduklarımsa ve onlara önceki yoldan gidip kavuştuysam bir başka yolun sonunda bunlara sahip olamayacaksam bunu sorgulamak anlamsızlaşıyor. 

Çarklar ve Dişliler

 


Çarklar ve dişliler arasında ezilerek geçiyor hayatımız. 


Kurulmuş bir düzenin içindeyiz hepimiz. 


Çok bilmişlere sorarsan seçimlerimizi yaşıyormuşuz, peh!


Kolaysa çıksana seni öğüten çarktan...

Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim...

Günaydın,

Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim,

Uzak bir özlemde ayak sesleri duyulur böylesi günaydınların seslenişiyle.

Ay yüzünü, güneş sıcaklığını yansıtır da yokluğun, soğuk bir enlemin kara kışı gibidir diye söyletir.  

DİPSİZ GÖL SÖYLEŞİSİ EDEBİYATHABER'DE

Handan Kılıç: “Bir ülkede kadınların kızların, çocukların, hayvanların güvenliği yokken sadece kadınlar değil kimse mutlu olamaz” Eylül 9, 2...