Menengiç Kahvesi Kırgınlıktır

 

Menengiç kahvesi kırgınlıktır. İlk yudumda buruk bir tat bırakır damakta, tıpkı bir kırgınlığın kalpte bıraktığı o tanıdık sızı gibi. 

Ne tam acı ne tam tatlı; ikisinin arasında bir yerlerde, insanın içini ısıtırken aynı anda huzursuz eden bir his. 

Menengiç, yabani fıstık ağacının meyvesinden doğar; kırgınlık da öyle, hayatın beklenmedik dallarında filizlenir, sessizce büyür.

Bu kahve, hazırlanırken sabır ister. Tohumlar kavrulur, öğütülür, ağır ağır demlenir. 

Kırgınlık da bir anda ortaya çıkmaz; küçük hayal kırıklıklarının, söylenmemiş sözlerin, biriken suskunlukların ateşiyle yavaşça kavrulur. Her bir yudumda, o birikimin izlerini hissedersiniz. 

Menengiç kahvesi aceleye gelmez; kırgınlık da çözülmek için zaman talep eder, zorla dağılmaz.

Köpüğü azdır menengiç kahvesinin, gösterişten uzaktır. 

Kırgınlık da öyle; sessizce var olur, bağırmaz, çağırmaz. Ama bir kez fark ettiğinizde, o köpüğün eksikliği gibi, kırgınlığın ağırlığı da kendini hissettirir. Fincanın dibinde biriken tortu, kahvenin en yoğun hâlidir; kırgınlığın da en derini, konuşulmamış gerçeklerdir.

Yine de menengiç kahvesi, tüm burukluğuna rağmen, bir fincanda dostluk sunar. Paylaşıldığında, o buruk tat bile tatlı bir anıya dönüşebilir. 

Kırgınlık da böyledir; konuşulduğunda, anlaşıldığında, hafifler. Belki tamamen kaybolmaz, ama bir yudum kahve gibi, içimizi ısıtan bir bağa dönüşebilir.

Menengiç kahvesi kırgınlıktır, evet. Ama aynı zamanda, o kırgınlığı bir fincanda toplayıp, dostluğa dönüştürmenin umududur.

İçelim, içirelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Menengiç Kahvesi Kırgınlıktır

  Menengiç kahvesi kırgınlıktır. İlk yudumda buruk bir tat bırakır damakta, tıpkı bir kırgınlığın kalpte bıraktığı o tanıdık sızı gibi.  Ne ...