Senin hikayen nasıl olacak?




İnsan çok olasılıklı bir varlık olsa da hazır bir hikayenin içine doğuyor, kuralları öğreniyor, onlara göre yaşarken evden çıktığı noktada hayatının kesiştiği insanların yaşam öykülerine kulak kabartıyor. Bu deneyim ona kendi hikayesinin peşinde kahraman olanları izleme şansı veriyor.

Gün geliyor, kendi hikayesini sadece kendisinin yazabileceğini anlıyor, işte o vakit üzerinden, etkisi altında kaldığı herkes bir bir dökülüyor.


Kendine SORULAR soruyor, bugüne kadar yaşadıklarını ölçüp biçiyor, neyin kendisi için yararlı neyin de hayatını tıkayan unsurlar olduğunu fark ettikten sonra yürümeye devam ediyor. İşte bu noktada en önemli soru “Ben hikayemin nasıl olmasını istiyorum?" dur.

Burada yazmak önemli bir işleve sahip, insanın kendiyle kağıt üzerinde yüzleşmesini sağlıyor. Ve bazen acı gerçekler kişiyi kilitleyebiliyor.

Bu durumda bazı SORULAR sorarak bazı küçük oyunlar yaparak metni açmak gerekebilir, mesela hikayeyi anlatanın görmek istemediği şey nedir?

Eğer iki hikayenin anlatıcısını bırakıp başka bir karakterin gözünden hikaye yazarsak birden diğer karakter çok daha fazla sempatik görünebilir ve hikaye açılır. Düzenleme sürecindeki en zor adım bu ama aynı zamanda değişimin başladığı noktadır. Eğer kendi hikayemizi başka bir kişinin gözünden bakıp hikayeyi onun bakış açısına göre yazsaydık nasıl olurdu?

Hepimiz öleceğiz, kendi mutsuzluğumuzun yazarları olmak yerine bu hikayelere yeni bir yön verelim. Kurban olmak yerine hikayenin kahramanı olmayı seçelim ve o soruyu tekrar kendimize soralım: Ben hikayemin nasıl olmasını istiyorum?

Handan Kılıç
24/6/2020
Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayattaki yerini arayıp bulamayanlara samimi bir yol arkadaşı: Çam Ağacının Gölgesinde

  Elif Arslan  Ah şu merak yok mu şu merak? Sayfaları arka arkaya çevirip başladığımız kitabı bir çırpıda bitirmemizi sağlar. İşte böyle b...