Kuş olup gittin...

 



Kuş gibi hafif olmak, uçmak, seni zincirleyenlerden kurtulmak, kanat çırpmak, kalbi kuş gibi hızlı hızlı çarpmak, yerden havalanmak, kuş olup gitmek, baykuş olup sessiz kanatlarınla vardığın yerde fark edilmeden tünemek, hepsi özgürlüğün bir başka hali değil mi? 

Bazen görünmek istemezsin, kendi içine bakmak için uzaklara bir yolculuğa çıkmayı dilersin, kendi çöllerinde vaha bulmak için, bazen sadece kanat çırpıp kafeste geçen zamanda üzerine yapışan tozu silkmek, ölü toprağını atmak, işlevsiz kalıp paslanan kanatlarını açmak istersin. 

Yukarıdan bakmak, kuş bakışı seyretmek için yükselirsin. Bütün yolları seçer gözün, çıkışları, çıkmazları, gülümser ve kanat çırpmaya devam edersin. 

Kuş olup gitti Cihan, kuş çocuk bile olamadan. Uzak diyarlardan gelmeye niyet edip yolda kalmıştı. Belki ona iyi oldu. Zira burada da yolculuk kolaylaşana kadar yıllar yıka yaka geçerdi. O ilk yolculuğu bile tamamlayamadı. Gücü bu kadardı, kalbi durdu, kuş gibi kaybolup gitti. İçim bomboştu, dünya bomboştu. Gök karanlık, hava hep yağmurlu, umut, neşe bir çuvala sıkıştırılmış, ağzı sıkıca bağlanmıştı sanki. Yedim, yedim, kusana kadar, o boşluk dolana kadar. Yediklerim dışıma, elime yüzüme, her yerime yapıştı, beni hareketsiz bıraktı. Dönüp baktım, o kocaman boşluk hala oradaydı, içimde, kalbimde. Kime, neye, nereye tutunsam işe yaramadı. Kimse elimden tutmadı, yok saydı, kendi halime bıraktı beni. Oysa kendim kalmamıştı ki! 

Ah ben, kendimi hapsettiğim yerde, düşüncelerden parmaklıklarla yok etmiştim benliğimi. Kimse aramaya gelmedi. Seslenenler oldu ama tanıdık değildi. İzin vermedim kendime de, bir yabancıya da. Çok istesem de kaldım yerimde. Kuş olup uçmayı öğrenemeden atıldım yuvadan farklıyım diye. Kanat çırpmayı bilmeden çıktım, kuş uçuşu uzak, yürüyerek ne zaman varılır bilinmez mesafede menzile. Ah be Cihan, bil ki ben seni çok sevmiştim, peşine takılıp gelemedim, kuş olup gittin, yetişemedim. Çirkin Ördek Yavrusu masalındaki gibi ördek yumurtaları arasında hayata merhaba demiş kuğu olduğumu çok geç fark etmiştim. 

Ben zaten çok şeyi sonradan fark ettim. Fark etmek değiştirir, fark et ve bırak. Fark ettikten sonra hiçbir şey aynı olmaz. Olmadı, kuş, kafes, yol, kuş bakışı, cihan gelse yerin dolmadı. Yaşamak umutsa eğer, nefes alıyorum hala burada, ama kanat çırpmadan, öylece bir köşede, kimsenin umurunda olmadan, bunu bil yeter. 

Handan Kılıç 
27 Aralık 2020 
İzmir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...