Dün
yazdıklarımızı birbirimizle paylaştığımız toplantı esnasında bir arkadaş çok
azimli moderatör arkadaşa müdahale etti:
“Yeter artık
dövme kendini zaten herkes sopasıyla bekliyor” dediğinde irkildim ve bu cümleyi
defterime kaydettim ama çok rahatsız olduğum için üzerine hiçbir şey yazamadım.
Bu gün
yazmayı düşünmüyordum ama birden kısa süreli de olsa bir enerji bulunca 1667
kelimeye ulaşmak hayal olsa da en azından yolunda olurum yazının diyerek kalktım.
Her gün yazdım bu ay, bugün de biraz olsa yazayım diyerek kalemi elime alınca bu
söz üzerine yazmak istedim. Ben de uyarılan arkadaştan farklı değildim. “Dövme
kendini zaten herkes sopasıyla bekliyor” diyen arkadaş da muhtemelen bu sonuca
varırken kendini dövdüğü yollardan geçmiş, bir faydası olmadığını anlamıştı.
Bir şeyi
bilmek anlamak ve idrak edip hayatı uygulayabilmek arasında bazen uzun zamanlar
geçer. İnsan genelde kendinin vardığı noktada geriye dönüp bakar ve
ardındakilere seslenir; benim hatalarımı tekrarlamayın diye. Ama ardından
gelenler farklı noktalardadır ve bazen onu dudak okuyarak bazen duyarak bazen
görerek bazen de göremeyecek kadar yakından takip ettiğinden aynı anda uygulamaz.
Bu nedenle
tavsiyeyi alan aldı, duyanlar bu cümleyi nereye yerleştirdi bilmiyorum ama
benim defterimin başına bir motto olarak yazıldı.
Zaten hayat
vurmuş, bir de kendimiz indirmeyelim darbeleri üst üste diye düşündüm.
Doğruydu. Başta en yakınlarımız elinde sopasıyla bekliyordu. Zaten yakınında
olmayan, yamacına tırmanmasına müsaade etmediği kimselerin sözleri üzemez ki insanı!
Onun için her türlü darbe yakın çevreden gelir insana ve bu nedenle yıkar,
yakar, geçer.
İnsan
kendini rahat hissedeceği yerde, toprağında, ailesinde, çevresinde, evinde iyi
hissedemezse, sürekli arkasını kollaması gerekecek şekilde yaşarsa, tetikte
beklerse elbet yorulur. Gün gelir oturduğu ağaç altında bir başka yorguna açar
içini. Beraber ağlamak derdi bezginleri aynı çizgiye getirir. Ama aslında olan bir
kişiye daha seni incitme, sopasını çıkarıp dövme hakkı vermektir. Aidiyetsizlik,
kimsesizlik zor belki ama insanlarla paylaşılan zamanlardan daha az
yorucudur.
Lakin kodlarımız
insan insana yazılmış, can cana, yan yana... Çoğu zaman yana yakıla, yanlışa
doğruya savrularak ilerliyoruz. Kimi zaman kendimizi dövmekten yorgun kimi
zaman konuşmaktan pişman, ketumluktan medet umuyoruz. Değiştin diyorlar sonra,
bu sen değilsin, konuşmak dururken susup çekilmezsin kenara. Ama bunu söylerken
bile cevabını dinleyecek sabrın gözbebeklerinde olmadığını görüyor, müstehzi
bir gülüşle vazgeçiyoruz anlatmaktan. Değiştim diyoruz kim değişmiyor, yaşarken
oldu. Yaşarken oluyor her şey...
Yaşayacak
mıyım? İyi günler görecek miyim? Sahi iyi neydi, nasıl hissedilirdi? Canım
burnumda, yok yok boğazımda, nefesim daralıyor. Umarım yaşarım ve yaşadığıma
değecek, sopasız sevenlerle çevrili günleri vardır ömrümün.
Akşamüzeri annem
aradı, çok özlemiş, pandemi başlayalı görmedim, 11 Mart’tan beri. Yarım saat
sonra da babam aradı. “Geçmiş olsun hastaymışsın kızım, neyin var nasıl oldun?”
dedi, bir sürü tavsiyede bulundu. Arasında aklıma gelmeyenler de vardı, iyi
oldu. Ama aslolan birilerinin umurunda olmak, aranıp sorulmak.
İyi geldi,
kalkıp bir şeyler yazayım nefes olsun dedim. Uzun uzadıya halleşecek durumda
değilim. Bunu bile iki seferde yazabildim, onu da telefona dikte ettirdim. Bildiğim
tek şey yorgun ve hasta olduğum... Şifa diliyorum kendime. Ve selam ederim
elinde sopa beklemeyen sevdiklerime...
23/08/2020 00:42
"Aslolan birilerinin umrunda olmak" bu da bana kalan cümle olsun, kalemine ve bedenine sağlık. Çabucak iyileş ��♥️
YanıtlaSilsağol gizemcim toparlyorum inşallah
SilYazınız bana mesleğimin ilk yılında okuduğum bir kitabı hatırlattı.Bilmek ,idrak etmek,hayata geçirmek.Yaşayarak örnek olmak.Hatalarımızı uygun üslupla söyleyebilecek dostlar edinmek,gibi konulardan bahsediyordu.Hataları tekrar etmemekte değişimdir ve büyüklüktür.inandığınız doğrulardan vazgeçmeyin.Bugün sizi anlamayanlar bir gün mutlaka anlayacaklardır.Geçmiş olsun dileklerimle,iyi akşamlar.
YanıtlaSilteşekkürler Türker Bey, çok zarifsiniz, yorumlarınız güç veriyor, sağolun
SilYine harika olmuş. Birçok kişinin hissettiklerine tercüman olmuşsunuz. Ra
YanıtlaSilteşekkür ederim Ramazan Bey, istediğim hep bu tercüman olmak
Sil"Bir şeyi bilmek anlamak ve idrak edip hayatı uygulayabilmek arasında bazen uzun zamanlar geçer." beni de bu cümle vurdu. Genelde neden olmuyor, hayata geçiremediğim için kendimi "döverim", dövmeyeyim kendimi:) Elinize sağlık. "sopasız sevenlerle çevrili günleri vardır ömrümünüz olsun, hep yazın.Özge
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Özge :) hiç bir şey vakti gelmeden hayata geçmiyor dövmeyelim kendimizi
Sil