MANDALA

Bazen aynı yerde dönüp duruyor gibi gelir insana ama biraz uzaklaşıp kendine ve yaşadıklarına yukarıdan bakınca, yolları sabır taşları ile döşenmiş o döngüsel tablonun izlenmeye değer manzaralarla dolu olduğu görülür.

Renklerin her halkada değiştiği, genişlediği, büyüdüğü bir mandala gibidir hayat. Bunu fark ettikçe nefessiz geçen günlerin de ferah zamanlara götüren yollar olduğunu anlaşılır.



Anlamak öyle bir kavramdır ki, adı konan her şeyi kolaylaştırır. Acı bile kelimelerden elbisesini giymeden de olsa isimlendirildiğinde, yüreğin kaldırma kuvveti artar.

Belki de bu sebeple, yıllar içinde yürüdüğü yollarla daha çok ilgilenir insan. Adım adım döşediği taşları anlamlandırmak ister. Böylece tanışır renklerin gücüyle. İşte orada bir soru düşer içine, bu gün neredeyim, şimdi hangi rengim ben?

Elbette güne, güneşe, mevsime, neşeye, yaşa ve hüzne göre bir renkler cümbüşüdür insan.

Peki ya sen, hiç düşündün mü hangi renksin, bu gün, bu mevsimde, şimdi hangi renkler dans ediyor içinde?Dışarıya yansıyan renk ne? 

Yukarıdaki mandalaya baktıkça acaba neler düşünmüş eser sahibi diyorum. Dönüp kendime bakıyorum sonra... 

Anlamlandırma çabası...

Kafi miktarda karıştırdım mı sarı ile kırmızıyı? Yaşam Enerjim nasıl, yoksa turuncu mu eksik tabloda?

Mavi ile sarı mı karışmış ben fark etmeden, yeşil bir halka var orada, kırmızıdan hemen sonra, ateşle cennet hep yan yana.

Merkezde kalbim, bazen çiçek açmış, baharı, yazı, aşkı sevdayı tatmış. Kırmış döngüyü bir yol bulup kendinden dışarı çıkmış. İşte o zaman benlikten kurtulup dünyaya karışmış. Elindeki küçük taşları savurup sevgiyle sardığı kocaman kalpleri dizmiş yoluna. Kısır döngülerden kurtulmuş sanki, temas ettiği her varlıkla. Tek renkten sıyrılmış, rengarenk olmuş, kitaptan, mevsimden, insandan satırları okudukça. 

Şekilden şekle girmiş kalbim ve yeniden merkezine giden o yolun başına gelmiş. Dönüp dolaşmış, değişmiş, başka renkte taşlar kucağında şair(*) gibi mırıldanmış:

Herkesin bahanesi var, senin yok

günahlı bir gölgenin serinliğinde

biraz bekleyebilirsin, daha sonra

burada kalamazsın, başa dönemezsin

ama dön

Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!

Şarkıya dön! Kalbine dön! Eve dön!

Kalbine dön! Eve dön! Şarkıya dön!


(*) İsmet Özel 

5 yorum:

  1. Çok sağolun evet her şey bakış açımızla anlam ve isim kazanıyor

    YanıtlaSil
  2. Mandala çok sevmeme rağmen boyama yapmak konusunda yetersizim. Bakış açısını çok beğendim. Aslında her şey birbiri ile bağlantılı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bağlantılı mandala sabır işi belki bu günlerde eğilmeli

      Sil

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...