GEÇMİŞ - THE PAST -LA PASSE 2013

  
Bu gün blogta sinema günlüğü serimizin 52. filmi var 

Dünyaca ünlü İranlı yönetmen Asghar Farhadi'nin 2013 Cannes Film Festivalinde ödül alan ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı üzerine düşündüren Geçmiş isimli filmini TRT2 'de izledim. 

Daha önce de "Bir ayrılık" isimli filmini izlediğim yönetmenin bu filminden sonra, aslında hayat akarken insanın başına gelebilecek bir çok olayın beraber değerlendirildiğinde herkesin haklı olduğunu anlatmayı misyon edindiğini düşündüm.    

Özellikle mahrem alan olan ve aslında en yıpratıcı ilişkilerin yeri olmak ve tek sığınağımız olmak fonksiyonlarını tüm çelişkisine rağmen beraber barındıran "ev içi hayatlara" zoom yapıyor oluşu bana bunu düşündürttü. Bu nedenle herkesin kendinden bir şey bulacağı filmler ortaya çıkarıyor olmalı. Sağlam diyaloglar, etkileyici kadrajlar ile beraber senaryo olarak da sonuna kadar merak unsurunu diri tutmayı başaran bu filmi gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Tabi başta ilişkiler çok karmaşık gelecek ama izledikçe çözülecek. 

Filme dair çok fazla ipucu vermek istemiyorum, çünkü böyle filmlerde herkesin seyrettikten sonra kendi sorularının içine düşmesi gerektiğine inanıyorum. İşte o vakit saatlerimizi verdiğimiz film patlamış mısır yedirmekten öteye geçerek fonksiyonunu ifa etmiş oluyordur.

Filmin adı "Geçmiş". Bir ironi olarak geçmişin geçmediğini, hepimizin görünmez iplerle oraya bağlı olduğumuzu görüyoruz. İnsan dediğimiz varlık yaşadığı günlere kolay gelmiyor. Zaman ipliği sürekli yeni bir dokuyu oluşturacak şekilde tezgahını işletiyor. Sonra ortaya çıkan dokuma ile bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündürüyor. O nedenle geçmiş peşimizi ne hayatlarımızda ne ilişkilerimizde rahat bırakıyor. 

Zihni, eski kocası ile yeni eşi arasında gidip gelen genç bir kadının ilk kocasından olan çocukları ile beraber yeni ilişkisinde eve katılan diğer çocuklarla artan yükün altında kalışı çok güzel anlatılıyor. 

Kısa süren o aşk ateşinin, işin içine aileler, çocuklar, eski eşler girdiğinde nasıl da karmaşık bir hal alarak ilişkiyi oksijensiz bıraktığı net olarak görülüyor. Tabi filmde ters köşe yapan bazı sahneler de dramın dozunu artırıp işin iki kişinin arasından çıkmasını ve iki aileyi mahvedişini de gözler önüne seriyor.

Zaten genelde evlilikler iki kişilik olsa herkes güllük gülistanlık geçinir gider de hele bizim toplumuzda kurumsal olarak bakılan evliliğin içine girmeyen kalmıyor. Bu filmde bizim ülkedeki sıkıntılar yok ama doğu kültüründen, İran'dan gelip Avrupa'nın göbeğinde Fransa'da yaşamanın getirdiği arada kalmışlık da göze çarpıyor. 

Hasılı kelam, geçmiş kolay kolay geçmez. İnsan kalbi, içinde bin bir fırtınanın yaşandığı bir denize benzer. Vermek zorunda kalınan kararlarla ancak bir zihin olan gemi kıyıya çıkarılır ama bu kıyı her zaman istenen yer değildir. 

İki insanın birbirini sevmesi eğer ortada çocuklar varsa samanlığı seyran etmeye yetmez. Birinin çekip gitmesi kalben bıraktığı anlamına gelmez. Birinin aniden hayatınıza girip sonra çıkması, gerçek manada, geride kalan için de zorluklara gebedir.  

Bir de, insan zihninin unutmadığı tek şey koku derler ya, bitkisel hayata giren bir insanın hafızasından da en son koku siliniyormuş. Bu filmde önemli bir ayrıntı.

Bazen bir koku bile tüm geçmişi içinde tutar, olmadık yerde önünüze savrulur hatıralar ve geçti sandığımız her şeyin orada olduğunu görürüz. Eğer kalben de yaşıyorsa acıtmaya devam eder. 

Acılarınız az, geçmişinize de geçmiş olsun:)) Ama hiç bir şey geçmediğinden asıl size geçmiş olsun:)))    

Yapacak çok fazla bir şey yok. İnsan yaşadıkça her şeye, herkesin yokluğuna alışıyor, acılar acıtmaz oluyor ama bu alışma zamanla yaşam enerjisini de beraberinde götürüyor.

Geçmiş geçmez, hep oradadır ama ona hapsolmadan yaşamaya devam edenlere tecrübeli deniyor. 

Tecrübelerimiz daha yanlışsız günlere taşısın bizi.      


8 yorum:

  1. Filmi izlemedim ama özet olarak anlattıklarını çok beğendim. Çok doğru tespitler. "Alışma yaşam enerjisini de beraberinde götürüyor" cümlesini çok beğendim. Kesinlikle katılıyorum. Tecrübeli olunca , alışınca insanlara güvenin kalmıyor, tükenmişlik yaşıyor insanlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. selam kadriye hanımcım ne hızlı dönüyorum değil mi ah bu insatagram bitirdi bizi

      Sil
  2. "Coğrafya kaderdir" der İbn-i Haldun. Nerede yaşadığımız değil,nereden geldiğimiz önemli oluyor bu durumda. Köklerimiz nereye bağlıysa, dallarımız nereye uzanırsa uzansın fark etmiyor.İşte bu yüzden orta doğulu olan insanların bireyselleşmesi zor oluyor. Cemaat düşüncesi, hayat tarzımızı , insan ilişkilerimizi dolayısıyla da evliliklerimizi etkiliyor elbette.Kısacası bir kişiyle değil,tüm aileyle evleniyorsun.
    Filmi o kadar güzel anlatmışsınız ki, mutlaka izleyeceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler yorumlarda isminizi eklerseniz sevinirim:)iyi film, izlenmeli

      Sil
    2. Bloguma hoşgeldiniz Yavuz Bey:) iyi okumalar

      Sil
  3. Yazınızla beraber dilm bwnde mwrak uyandırdı. Mutlaka izlemeliyim

    YanıtlaSil

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...