YOLLARINA BAKA BAKA, GODOT'YU BEKLEMEK

28.Fİlm Önerisi
Yine, yeni bir kapının önündeyiz. 2018 bizim için kim bilir heybesinde ne sürprizler saklıyor, diyerek girdiğimiz yıl da bitiyor. Hele bugünlerde merkür retrosundan mıdır nedir hayatımda üst üste terslikler yaşadığımdan 2018 i sevmedim. 

Oysa "Hay hay buyursun gelsin" diyerek bekleyişimize başlamıştık. 

Aslında hayat bir beklemeler manzumesi. Doğduğumuzdan beri hep bir şeyleri bekliyoruz hevesle. 

Ama beklediklerimizden başkası gelip buluyor bizi. Aniden kolumuza girip hiç tahmin etmediğimiz yerlere götürüyor. 

Artık yeni yıl, yeni umutlar yazıları yazmıyorum. Genel olarak çevrede gördüğüm de, yeni yılın kimseye heyecan getirmediği. Ancak geçen yıl Aralık ayının son haftasında okuduğum bir blog yazısında Vedat Ahsen Coşar'ın bir yıla sığdırdıklarını görünce kendi içimde bir muhasebeye giriştim. Bir kaç cümleyi de sesli söyleyince bu satırlar ortaya çıktı. 

Kaç senedir güzel ülkemizde kansız, gözyaşısız bir yıl yaşamadık. 2016'dan bir an önce kurtulup sevinçle girmeyi umduğumuz 2017 daha ilk saatlerinde 39 kişinin öldürüldüğü bir katliamla merhaba dedi. Ve daha 2017 bitmeden yakalanan firari sanıklardan biri tahliye edildi. 

Siyasi mevzuları konuşmayı sevmem. Ama hukuksuzluk bulaşıcı bir virüs gibi yayılınca bu dünyadan umudunuz da, adalet beklentiniz de kalmıyor. Dolayısıyla, "Allah düşürmesin" demek dışında adalet için bir şey yapamazken payımıza kendi içimizin labirentlerinde dolaşmak düşüyor.

2017 de neler neler yaşandı yazacak mecalim yok. Sadece kaç kadın öldürüldü diye düşününce, bu haberler yöntem öğretircesine tüm detaylarıyla verildi diye hatırlayınca bile nefesim kesiliyor. 

Kısacası 2016, bitmesini dört gözle beklediğimiz bir yılken 2017 onu aratmadı ve gündeme göz ucuyla bakınca dahi gidişat 2018'den de umut kırıntıları sunmuyor,demiştim negatif girdiğinden öyle gitti sanırım ama artık bahtıma kendi dilimle bağladığım tüm olumsuzlukları iptal ediyor 2019 a yöneliyorum.  

Godot'yu Beklerken formatında geçen hayatımızda dış dünyaya dair bir şey yapamadığımız aşikar. Öyleyse muhasebe yapma fırsatı sunan yıl dönümlerinde oturup kendi hayatımıza ilişkin neler yaptık, neleri eksik bıraktık diye düşünmeliyiz. 

Geleceğe dair büyük ve uzun vadeli planlar yapmak boşuna. Ama özel hayatımıza dair küçük planlar yapmak bizi bir yola sokar. 

Güzel niyetler, bilinçli yönelişlerdir. Yeterince içten yapılırsa da bizi istediğimiz kapının önüne getirir. Ama o kapının açılması sadece bizim tokmağına dokunmamıza bağlı değildir. 

O nedenle bizler hükmümüzün geçmediği hayata dair planlar yerine kendimizin üzerindeki pası kiri temizleyeceğimiz niyetlere girmeliyiz. Yola koyulup kapıları çalacak gayreti göstermeli, sonrası için akışına bırakmayı bilmeliyiz. 

Yumrukladığımız halde açılmayan kapıların önünde ne de kolay söyleriz bu cümleyi: Akışına Bırak. Bir çeşit zevahiri kurtarmak derdindeyizdir. Düşmüşüzdür, kan revan içindedir dizlerimiz ama ayağa kalkar acımadı ki deriz. Sonra ekleriz, ne olacaksa olsun, akışına bıraktım. Öyle mi değil mi, hayat sınar. Ve insanın gücü ve kalitesi istedikleri gerçekleştiğinde değil gerçekleşmediğinde ortaya çıkar.

İlk fırsatta bu kötü yılın son günlerinde kendim için okuduğum kitaplardan ve seyrettiğim filmlerden beni etkileyenlerle ruhuma değmeyenlerin listesini yapacağım,diyerek bu blogda arşiv niteliğinde sinema günlüğü serisine başladım.Paylaşmaya değer olanlardan da yeri geldikçe söz ediyor, katkılarınızı da bekliyorum. 

Ama şimdi hepinizi Godot'yu Beklerken adlı baş yapıtı seyretmeye ve üzerine düşünmeye davet ediyorum. İlgilenenlere kitaba ve sahnelenen esere dair gerekli bilgiyi Google sunacaktır. 

Önünde beklediğimiz kapılara gelince; arzularımızdan sıyrılınca beklenmedik bir zamanda açılacak ve belki de beklediklerimizden çok daha zengin hazineler sunacak. 

Yukarıdaki resim, arşivimden. Bir daha gitmeyi istediğim İspanya'nın Córdoba  şehrinden. Buraya koydum ki, bari bu bahar döviz düşer de yeniden yolum düşer. 

Güzel niyetlerle yola çıktığımız, yollarda kalmadan güzelliklere ulaştığımız bir yıla girmek temennisiyle.

8 yorum:

  1. Godod'yu Beklerken okuduğum bir kitap. Oyunu izlemedim. Sizde inşallah daha fazla beklemeden hayalinizdeki seyahati gerceklestirirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler umarım gerçekleşir özlemlerimiz

      Sil
  2. :) godot'yu beklerken okudum, oyununu izledim. beckett hastasıyım yaa zateen. eveet ülke olarak düşünürsek karamsarız tabii. elimizden geldiği kadar gündemden yalıtmalı kendimizi sanırım :) zor olsa da. insan kendi yaşamına kapansa da ülke etkiliyor bir şekilde. cordoba görmedim aklımda, sevilla, elhamra filan. bir de orda avluları görmek istiyom. bahçeleri yani. patio denen. döviz azıcık düştü gibi. herhalde seçimlere dek artmaz sonra artar. kışın gezilebilir yanii. amaaa o gezi pahalı olur yanii. kişi başı bin euru gider en azından yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoluk çocuk olunca okul kurs sınav falan mecbur yaz takvimleri ayarlanabiliyor bakalım neler göreceğiz yalıtsan da buluyor bir şeyler mesela park halinde aracıma drift yapan 20 yaşında bir çocuk şahin marka araçla girdi aracı ertesi gün satışa koyacaktım ilk sahibinden kazasızdı kaskosu yeni bitmişti haftasonu sigortacı pazartesi yenileriz zaten satacaksınız ilk kez kaskosuz iki gün geçirecekti pzr akşamı kaza oldu durduk yere bir haftadır emniyet VS hala eksper gelmedi 5 günde şimdi hafta sonu bakalım trafik sigortası ne ödeyecek neyse ki içinde değildik dedik ama kötü oldu sen kaçsan da geliyor gelecek olan

      Sil
    2. geçmiş olsun yaaa. düzelir bir şekilde nasıl olsa. bizim ülkenin halleri işte.

      Sil
    3. Sağol deeptone inşallah düzelir

      Sil
  3. Oyununu izlemiştim, kitabı okumadım. Hep bir umudun yeşermesidir yeni başlangıçlar. Son yıllarda üzücü olaylar maalesef daha baskın yaşanıyor. Oysa yaşam dengedir. Mutlu olaylar da üzücü olaylar da olacaktır. Dengeli olmayınca bizim de dengemizi bozuyor ve ardından toplumsal patlamalar geliyor haberlerde görüyoruz. 2019 yılı mı, umut var diyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umut fakirin ekmeği, umutluyuz ama ekmek de yemeyin diyor karatay :)

      Sil

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...