Yazamadım Ahmet Kaya
Aşıklar Bayramı Netflix'te
Kayayı Delen İncir Turgut Uyar
İnsan en çok sabahları arar sevdiği kadını
diyor birisi, katılıyorum o sabahlara
öğleler kaba yaşanır, kalındır
akşamüstleri ince hüzünlü
…çiçekler alınıp verilebilir
sabahtır yalnızlık
nasıl sabah nasıl yalnızlık
ve şiirsel hiçbir yanı yok sanılır
var mıdır, vardır
vardır, ama çiçeklerle değil
kendi başına
zımpara taşı gibi acımasız
Ne aklıma gelse bir bakıyorum unutmuşum
tren penceresinden bir tarla
eskiyip atılmış bir gömlek, hiç unutmam
Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam
diyor birisi yineliyorum
hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma
Bir zamanlar Kars’ta bir otel odasında
bir gezgin kokucunun bana verdiği
bir alüminyum şişeyi unutmuyorum
ölümü geciktirmek sonsuzluğu kısaltmaz
diyor birisi, evet ama
hayatı uzatır sanki
sanki ama ne adına
hayatın kendisi adına
sonsuz bir törenle susuyorum
sonsuz dirim için, o sonsuz adama
sonra duyguya, ele benzer şeyler giriyor hayatıma
el midir duygu mudur
evet bazı kişiler kararsız ama
benim seçmediğim sanılır hayatımda
el altından el ilanı dağıtıyor
birisi, almıyorum Allah aşkına
alamam, neden alamam
biliyorum hiçbir şey yapamam tek başıma
biliyorum beni kendi başıma sanan birisi
durmadan hata yapıyor
serçeye, kumruya, öküze sormadan
insanın kendi seçtiği toprak
doğrusu, toprağın kendi seçtiği insan
dirimin geleceğini doğruluyor durmadan
-her şeyden biraz kalır-
diyor birileri, çoğulluk haklılıktır.
kavanozda biraz kahve,
kutuda biraz ekmek,
insanda biraz acı.
insanda biraz mutluluk
ama en geçerli söz
insan en çok sabahları arar sevdiği kadını
Türkiye’de ve dünyada…
Boşversene sen niye beklemeli (Edip Cansever)
Boşversene sen niye beklemeli
Sıktı artık bu kent beni Çekip gitmeliyim hiç düşünmeden Bulmalıyım aradığım o yeri Şiirmiş, bilgelikmiş, her neyse Ne varsa benden kalsın geride Kalsın o yalanlar, o yalan ilişkiler de Ve ölümler ki sevdanın ikiz doğurduğuDalgalandım da duruldum
Kıyının dudaklarına aynı aşkla da değmiyor her seferinde, rüzgârı bahane ediyor, dalgalanıyor ama durulmuyor. Sonra koşup arkasından sıkı sıkı sarılıp özür diliyor.
Geçmişte takılı kalmadan, aynı döngünün içinde ama sıkışık hissetmeden, yapması gerekeni yapıp geri çekiliyor sonra. Gürültüsüz, çemkirmesiz, öfkesi bile kafa ütülemiyor. Hatta alabildiğine açıyor zihni.
Seyredeni muazzamlığına hayran bırakıyor. Gördüğünde sıradan bulduğun birinin tanıdıkça hayran olunabilecek ayrıntılarını fark edip onu herkesten ayırırsan ya işte bunu tek başına başarıyor. Alışsan da her seferinde şaşırtıyor. Sesiyle ninni söylüyor sanki, hem de herkesin kendi ana dilinde. Sessizliğiyle ürkütüyor.
Dalgalanıyor ama durulmuyor. Bazen içten içe kaynıyor bazen yüzünde öfkeyle neşesi yön değiştiriyor.
İçindeyken sarıyor sarmalıyor. Alıp kaldırıyor. Dokunup iyileştiriyor, severken beşik olup sallıyor. Rüzgârla sarmaş dolaş kıyıdan kıyıya varana yoldaş oluyor.
Deniz peki, dalga onun cilvesi.
Deniz, hasrete köprü, gemiye yatak, balığa vatan, su bitkisine toprak.
Deniz tuzlu, deniz can, deniz dünyaya kan, canlıya ab-ı hayat.
5 Ağustos 2022/ Çeşme-Ilıca Sahili
Handan Kılıç
Zeytin Ağacı Netflix'te
Uzun zaman sonra Merhaba:))
Aslında son hızda dizi-film izliyor, yazıyor, yaşıyorum. Ama bir türlü deftere aldığım notları bloga geçiremiyorum. Bu ay Sanal Yazı evinde Kitap Yazma ayı var. Çok yoğun olacağımızdan son izlediğim diziyi hemen yazıvereyim dedim.
Zeytin Ağacı, Sex and the City furyası ile başlayan özgür ruhlu, çalışan, aşk hayatlarını birbiriyle paylaşıp ölümüne destek olan şehirli genç kadınların karakter olduğu diziler serisinden. Yaz dizisi ve Netflix konsepti de göz önünde tutularak yazlık mekanlarda çekilmiş biz dizi.
Geçen yaz burada yazdığım Kız kardeşlik dizilerinin Türk versiyonu. Diğerleri için bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Konu olarak ise Aile Dizimi seçilmiş. Seninle Başlamadı adlı kitap merkeze alınarak yazılmış senaryosunda ailelerimizin yaşadıklarının bizim üzerimizde haberimiz olmasa bile etkili olduğunu, özellikle tekrarlayan kaderlerimizle ilişkisi nedeniyle sırtımızda yük olan bu durumların hastalıklara sebep olduğu, aile dizimi seanslarının canlandırabileceği şekilde çekilerek anlatılmış.
Henüz birinci sezonu yayınlanan ortalama ellişer dakikalık sekiz bölümden oluşan diziyi altı bölüm üst üste ütü yaptığım esnada seyrettim. Yıllık ütümü bitirirken kalanı da bitirdim:)) Türk dizilerinin yabancı aksiyon film ve dizilerine göre yavaş ilerleyişi sebebiyle oturup saatlerce odaklanarak seyredemiyorum. Mutlaka yanında başka işler yapıyorum. Bu seferki de ütü oldu, hem de bu sıcakta:))
Aile Dizimi gibi mevzulara çok inanmazdım. Bir kitap grubundan tanıştığımız arkadaşım yaptığı seansı izlemem için davet edince elbette icabet ettim. Ortaya atılmayınca temsilci olarak canlandırmalar üzerinden beni de çalışmaya kattı. Çok etkileyiciydi doğrusu. Epey zaman enerjinin salınımı devam ediyor dedi. Dizide de çok sık kullanılan Z kuşağı cümlelerinden "Sal gitsin, bırak" gibi tavsiyeler söylendi. Üzerine düşündüm bir zaman. Kendim de katılımcı olarak yer alsam mı dedim ama sonra kendi travmalarıma ek büyüklerimin travmalarını da yüklenir miyim, bilmemek daha mı iyidir, hepsinin affediyorum diye niyet ederek vazgeçtim. Belki bir gün yüzleşecek gücü bulursam yeniden denerim. Ama bu diziden sonra aile dizimi çalışmalarında patlama yaşanacağını düşünüyorum. Özellikle de çaresiz bir sürü hastalığa düçar insanlar için umut kapısı olacaktır. Lakin dizide de sıkça tekrarlandığı üzere bu çalışma tıbbi bir tedavi içermez, ama kendi içimizde bizi sıkıştıran duyguları anlamlandırabilme şansı verir.
Yine bir başka kitap grubundan yazar arkadaşım bu konu üzerine yazdı. İlgililer Aile Dizimi üzerine yazılmış kitaplara bakabilir. Özellikle Seninle Başlamadı önemli bir kitap.
Ancak travmalarla yüzleşmelere sebep olacağı ve atlatamayacağınız sorunlara neden olabileceği gerekçesiyle uzman kontrolünde çalışmalara katılmak gerek.
Ben mevzularla ilgilenmiyorum, bir yaz dizisi izleyeyim derseniz eğlenceli. Aşkın merkezde olduğu, hayırsızlara kayan kalplere çarenin bile kendinde, kendi hikayende olduğunu hatırlatan bir dizi.
İyi Seyirler
Handan Kılıç
30 Temmuz 2022
Beggin beggin you
Kırık Beyaz
Bu binaya yeni taşındı. Tam karşıma. Bir kek yapıp ‘hoş geldin’e gideyim dedim. Aslında sık yaptığım bir şey değildir ama kapılarımız birb...

-
Ülkü Tamer şiirinde “ Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen ” diyor ya, düşündüm de ben hiç kuş vurmadım, yuvasını bile bozmaya korkarım...
-
" Bazen ama bir insanla bir şey olur" der şair. Ne sır dolu bir mısradır. "BİR ŞEY" Her şey olabilir bu ya da hiç b...
-
SİNEMA GÜNLÜĞÜ 88.FİLM -Spoiler içerir - Şiir gibi bir filmi iki kez üst üste izledim. Hiç sıkılmadım. Defalarca izlenecek kadar güzeldi...