Yazı-yorum Dergi 46. Sayısı Misafir Filmi Andaç Haznedaroğlu


 Merhaba,

Yazı-yorum Dergi 46. sayısı yayınlandı. Ben de Misafir filmini yazdım. 

Andaç Haznedaroğlu'nun mülteciler üzerine çektiği son derece etkileyici bu filmi izlemelisiniz. 

Yazıyı okumak ve dergiyi indirmek için de linki tıklayın.

46. Sayıyı ücretsiz indirebilirsiniz.  




Dike(v/y) Halley Dergide

 

Merhaba,

Ne kadar zamandır buralara uğrayamadım hatırlamıyorum. 

Bloga yazamıyor oluşum aşkımdan, yani yazmaktan vazgeçtiğim anlamına gelmiyor elbette. 


En azından dergilere yazabiliyorum. İşler güçler çok yoğun, hayat çok hızlı, gündemler yorucu olsa da iyi ki edebiyat var diyerek Halley Dergisi'nde yayınlanan hikayelerimi paylaşmak istiyorum. 


Linki tıklayarak okuyabilirsiniz. 

   Dikev/y için tıklayınız. 

   Vedas/fız için tıklayınız.  

NEREDE

 

Kendimle olmuyor
Ama canım, hayatta
Dansın, aşkın
Kavgan, sevdan
Hep kendinle

Değişimin bugün değil ki sadece!
Heyecanlar
Bütün
Yarım
Yarın
Tam
Tan yeri ağarsa keşke!
Her gün karanlık
Hep gece
Dua dua her hece
Dökülse de sessizce
Değişmiyor vakit gelmedikçe
Gece de gündüz de
Kendimle oluyor işte.

Buradayım görüyorum
Başka nasıl olabilir ki!
Orda burada
Akılda, kalpte
Dolaş dur yine dön kendine
Kapıldım, gittim/geldim
Çakıldım
Yerdeydim
Bazen de gökte
Masmavi gök
Süzüldüm de
Görüyorum dünü bugünü 
Belkilere sıkışmış geleceği de
şimdi buradayım gerçeğimde
Kendimle.

Handan Kılıç
04/03/2022 -İzmir
#handankılıc
#şiir
#şairlerisevin
#şiiryaz
#şiiroku



Kader

 

“Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi” dedi.

Güldüm, demek sonunda sen de aramıza katıldın.

Kadercilik rahatına rahattır ama huzursuz insan orada da yapar yapacağını, mızmızlanır.

“Hadi artık ne olacaksa olsun” der.

Olacaklar hayatıdır.

Bitse de gitsek sabırsızlığı ömrün sonuna çağrıdır.

İnsan bir film izler gibi köşesine geçip hayatını seyretse usulca.

Kahramana akıl vermeden dursa, yargılamasa.

Yaşamak vazifesinin ağırlığından böylece kurtulacağını unutmasa, kuş gibi hafifler aslında.

Ama zordur büyük kırılmaların, kayıpların yaşandığı anlarda sessizce kalıp sahnenin sonunu beklemek.

İşte insanın kadercilikteki samimiyeti de orada anlaşılır zaten. 

Teslim olduysa, “Yol belli eğ başını usul usul yürü şimdi” der.

Fark eder ki, hoş geldiniz dense de sefalar yoktur burada ama sefalet de yoktur.

Yerlerde sürünüp isyan bayraklarını göndere çekme ekseninde dönmez dünya.

Bir çizgide gider işte. Yola ışık tutabilirsen içinden gelenle ne ala.

Hem teslim olursan belki bir yardımcı çıkar, yeni yol gösterir.

Bazen bir insan bazen bir hayvan kimi zaman rüzgâr kimi vakit bir sevda bazen hayal bazen rüya, yakaza ve hakeza.

Kul sıkışmadan Hızır yetişmez zira.

Handan Kılıç

26.11.2021

Taş Parçaları / Birhan Keskin

 

"Fazla insansın sen sevgilim fazla insan
Bir barbarım ben oysa, bir hayvan
Dilim bağışlamaktan söz eder benim
Seninki adalet ve intikam.
Söylemeye gerek var mı sevgilim
Söylemeye gerek var mı şimdi
Yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu beni
Klimanjaro’nun karları sevgilim
Klimanjaro’nun karları
İnnnnniiiiiiyor aşağı.


XXXIV

Birini seviyorsan onu öldürme! demek kolay
Oysa her âşık önce kendine sonra yanındakine cellat.
Ve aşkta ölümün bir anlamı vardır, görklü kılınan
Bozulsun diye im
Her ateş önce kendi yanını yoklar sevgilim.
Bundan böyle ne vakit bir yangından artakalan
İsle kararmış bir şair gölgesi görsen
Başıboş, duran, susan, içinden yanan:
Ya da bir kız kardeş, ağlayan kekliğine,
Uzak ve göğsünde klarnet sesiyle dolaşan.

XXXVI

Bunca zaman sonra, neden ona dokunmadığımı
Neden çekmediğimi silahlarımı kınından
Olanı biteni kalbime koyup kendimi çektiğimi
soruyorsan…
Dokunmadıysam tek bir sebepledir…
Bir barbar ancak eşitine dokunur.

XXXVII

Akan sokaklarda yan yatmış otlara benziyorum
Rüzgârla yana savrulan dallara.
Aşk için ihanetle vuran aşk aşkm’ôla?
Ah ciğerimin köşesi, kavrula kavrula
Kopuyor gönül bağım, sen bağla.

XXXXI

Bir nefeslik can kalsaydı sana üflerdim canımdan
Diyecekler; çok yüksekti ondaki zindan
Görmeli, eline almalı, sıvazlamalıydın, öğretemeden
Yazgına kanat ol kol ol diyemeden ayrı düştüysem senden.
Buna yanarım çok, en çok buna yanarım inan.
Onaramazdım kırdığım yerleri
Onaramazdın kırdığın yerleri.
Son bir nefesle sana sarıldımdı.
En acısı buydu.
En acısı buydu.

XXXIX

Aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir
Ben bir Divan şairi değilim ki sevgilim
Sana bercesteler düzeyim
Yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına
Tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim.
Ben bu çıldırmış vaktin, ben bu yılan zamanının
Paramparça edilmiş şairiyim. Ne diyeyim!
Yine de içimde, çok eskiden kalma bir
Ya leyl… ya leyyyllllllllllllle.
Bir çöl gecesine ismini bırakayım.

XXXVIII

Bir dalda iki kiraz gibi
aşk ile öfke arasında
yanyana.
Dursun bu aşk. Aşk, mola!
Ey yaban!
ayaklanacağım
ayaklanacağım!
Dizlerimin bağını bağla.

XXXX

Sözde kalır sevgilim
Sözde kalır bütün sözler
Aşk çünkü, aşk çünkü kendine
Bir yol, bir ideoloji ister.
Bilirim, çöl rüzgârında çalıdır bazı yaşlar.
Sen sevgilim ilerde, biraz daha ilerde
Bir tarihe başlayacaksın, orası işte
Benim tarihimle başlar.
Ve say, geriye doğru, tek tek
Sende kalsın şimdi al bu taşlar.

Birhan Keskin

Yazı-Yorum Dergi'nin canlı yayın konuğu oldum

  Merhaba, Yazı-yorum Dergide 6 yıl boyunca düzenli yazdım. Bir nevi evimdi. İki yaşından sekiz yaşına gelirken beraberdim. Sinema eleştiril...