“Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi” dedi.
Güldüm, demek sonunda sen de aramıza katıldın.
Kadercilik rahatına rahattır ama huzursuz insan orada da
yapar yapacağını, mızmızlanır.
“Hadi artık ne olacaksa olsun” der.
Olacaklar hayatıdır.
Bitse de gitsek sabırsızlığı ömrün sonuna çağrıdır.
İnsan bir film izler gibi köşesine geçip hayatını seyretse
usulca.
Kahramana akıl vermeden dursa, yargılamasa.
Yaşamak vazifesinin ağırlığından böylece kurtulacağını
unutmasa, kuş gibi hafifler aslında.
Ama zordur büyük kırılmaların, kayıpların yaşandığı anlarda
sessizce kalıp sahnenin sonunu beklemek.
İşte insanın kadercilikteki samimiyeti de orada anlaşılır
zaten.
Teslim olduysa, “Yol belli eğ başını usul usul yürü şimdi”
der.
Fark eder ki, hoş geldiniz dense de sefalar yoktur burada
ama sefalet de yoktur.
Yerlerde sürünüp isyan bayraklarını göndere çekme ekseninde
dönmez dünya.
Bir çizgide gider işte. Yola ışık tutabilirsen içinden
gelenle ne ala.
Hem teslim olursan belki bir yardımcı çıkar, yeni yol
gösterir.
Bazen bir insan bazen bir hayvan kimi zaman rüzgâr kimi
vakit bir sevda bazen hayal bazen rüya, yakaza ve hakeza.
Kul sıkışmadan Hızır yetişmez zira.
Handan Kılıç
26.11.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder