#korona günlerinde #ramazan

Mutluluk içimizde, sağlık evinizde, #evdekal diye diye #koronagünleri mutfakta mı geçiyor?

Bir arkadaş her gün hamur işi bir şeyler yapıyorum, mutfakta usta oldum falan deyince ben basit şeyler yapıyorum, öyle uzun uzadıya hamurlara vaktim yok dedikten sonra fotoğraf galerimde dolaşınca karşılaştığım manzaralardan paylaşayım #koronagünlüklerine not düşeyim dedim.

Evet, yazılar, filmler, zoom toplantıları, sanal yazı evinin canlı buluşmaları, altı dakika yazıları,
geçtiğim kapılar adlı seri çalışmam ve mandalamdan çaldığım vakitlerde yenebilen mandalalar yaptığım doğrudur. Sonumuz hayrolsun 😍 Yapanlara afiyet olsun.

Ben de ekmek ve pide işine doğru yol alayım :)) Ramazan da geldi hoş gelmiştir inşallah:))

Hayırlı Ramazanlar











KANLI ELMAS BLOOD DİAMOND 2006

 SİNEMA GÜNLÜĞÜ 113.FİLM 

Oğlumun seçimlerindendi. Ben de beğendim. Aksiyon severler için tavsiye edilir.

Blood Diamond, Türkçe gösterim ismiyle Kanlı Elmas 2006 tarihli, ABD yapımı bir macera/dram filmi. Başrollerde Leonardo DiCaprio, Jennifer Connelly ve Djimon Hounsou'nun yer aldığı filmin yönetmeni, daha ödüllü yönetmen Edward Zwick'tir.



Alıntı beyaz perde com dan ;

"Hayat bazen, değerli bir tek şey uğrunda bambaşka insanların kaderlerini umulmadık bir biçimde kesiştirebiliyor. Bambaşka hayatlardan gelen, vaktiyle orduda görev yapmış Danny Archer ile uzun zaman önce ait olduğu yerden kopartılarak elmas madenlerinde işe koyulmuş Solomon Vandy. Herkesin gözdesi, büyüleyici bir elmasın varlığı nedeni ile yolları kesişir. Her ikisi de elmasın peşi sıra gazeteci Maddy Bowen ile beraber yola çıktıklarında hayatlarına dair değerli birer fırsatı da yakalamışlardır. Solomon ait olduğu yere, ailesine kavuşabilme ihtimali ile Danny ise yeni bir hayata başlamanın umudu ile aydınlanırlar. Kuşatma ve Son Samuray adlı filmlerin arkasındaki isim Edward Zwick’ten, heyecan dolu bir aksiyon-macera."


BU GÜN 23 NİSAN NEŞE DOLUYOR İNSAN (Mandalacılar Toplanın)
























EASY NETFLİX

  SİNEMA GÜNLÜĞÜ 112



"Joe Swanberg tarafından yaratılan dizinin senaryosunda ve yönetmen koltuğunda da kendisini görüyoruz. Dizinin farklı karakterlere yoğunlaşmış olan bölümleri ise başlı başına bir merak unsuru uyandırıyor. Modernize edilmiş hayatlarımızın aslında ne kadar uç noktalara ulaştığını izleme şansı yakalıyoruz. Elbette ki aşk, ilişki, cinsellik, teknoloji, felsefe, inançlar, diyalog ve daha birçok noktaya değinen salt bir senaryo oluşuyor."

BENİM YORUMUM:

Saçma sapan bulduğum bir yapım. Açık evlilik denilen garip bir kabulün ondan da sıkılmış taraflarının yeni deneyimler yaşayıp gelip birbirlerine anlattıkları bir dizi. Seksten o kadar bıkmışlar ki, yeni partnerler de heyecan vermiyor.

Azıcık sevgi yetecekken herkese dedirtiyor. İnsanların sevgiye, duygulara aç olduğu bir toplum. Dünya küçük bir köye dönüşmüşken bu salgın bizim toplumumuzu da sarıyor yavaş yavaş. 

Baskıcı, kapalı toplumlarda insanlar gizli saklı ilişkiler yaşar ve bu gizem olaya heyecan kattığından insanları diri tutar. O yüzden insanlar kaçamak yapmayı marifet sayar. Adı üstünde kaçış noktasıdır. Ama artık her şeyin açıktan yaşandığı toplumlarda onun da heyecanı kalmaz.

Kabul etmeli ki, bütün ilişkilerin başlangıç, devam ve bitiş noktasının önemli unsuru olan cinsellik bile insanlara bir yere kadar cazip gelir. Her şey açıktan, serbest olunca onun da manası kalmıyor. 

Bu açıdan Netflix ile büyüyen genç nesli büyük bir tehlike bekliyor: Tatminsizlik. Önceki nesillerin suçlayacakları toplumsal baskılar, el alem, ailelerin zorunlu yönlendirmeleri, erken evlilikler vardı ama artık özgürleşmek diye adlandırılan yalanın içinde her şeyi çabucak tüketen gençler kendilerini yani ruhlarını tatmin edecek manevi değerleri keşfetmezlerse hayatın heyecanı meyecanı yok deyip gidecekleri yol belli ve orası da huzurla yaşanan, mutluluk diyarı değil. Her gün daha da dibe doğru çeken tatminsizlik, hedefsizlik batağı.

Bu hal, yani hayatın boş olduğu algısının erken yaşta fark edilmesi değerlendirebilene şans, umutsuzluk bataklığına saplananlara ise ciddi bir ayak bağı. Kimse akıl almayı sevmez. Bunu kendimizden biliriz ama evlatlarımıza sürekli telkinde bulunarak onların da duyarsızlaşmasına sebep oluruz. Bu nedenle öneri sunmanın faydası yok.

Ben sadece her şeyin bir oyun eğlenceden olduğunu fark eden genç/ yetişkin/ orta yaşlı ya da hayatının sonbaharındakilere şans diliyorum. 

Kalplerini tatmin edecek değerleri keşfetmeleri için bol şans.     

THE AFFAİR


SİNEMA GÜNLÜĞÜ 111.

SPOİLER İÇERİR.

4 SEZONLUK +18 uyarısı olan bir dizi. Sanırım her sezon 10 bölüm. 

Bir edebiyat uyarlaması olduğu için başladım. Tıpkı Ayfer Tunç'un Suzan Defter adlı kitabında olduğu gibi bir anlatım var. Yani, nasıl kitap günlüklerden oluşuyor ve aynı günü karşılıklı yaşayan adam ve kadın başka anlamlar çıkararak ve genelde kendilerine karşı objektif olamayarak yazıyorsa bu dizide de aynı olayları iki tarafın gözünden aynı bölüm içinde arka arkaya iki kısımda izliyoruz. En cazip yönü bu. Çünkü herkes kendine yontuyor ve öyle farklı anlıyor ki karşısındakini:) 

Yaşadıklarımızı hatırlama şeklimizin aslında bir tür anı yaratma olduğunu fark ediyoruz. 

2015'te en iyi drama seçilmiş. Bir nevi aşkı memnu tadında entrikalar, aşklar ve çözülmesi gereken bir cinayet var.   

İkisi de evli olan bir çift var. Kadının, çok yakışıklı kocası, adamın güzel ve kariyerli, zengin, aynı zamanda dört çocuğunun annesi olan bir karısı varken bu iki insan bir şekilde karşılaşıyorlar. Klişe bir konu her karakterin gözünden ayrı anlatıldığı için izleyici ile bağ kuruyor. Başarılı bir yazarın damadı olan başarısız yazar Noah, kayınpederinin yaşadığı kasabada karşılaşıyor herkesin aşık olduğu güzel Alison'a. 

Onları birbirine dolayan ortak yaraları mıdır, cazibe midir bilinmez ama bir zaman için birbirine derman olacakları sanrısına kapılan Noah ve Alison 'un yasak aşklarını izliyoruz. Taraflar önce kendilerine hakim olma çabası gösterseler de aşka yeniliyorlar ve ilk dört bölümde ateşli bir aşk yaşıyorlar. Kalan 36 bölümde ise bunun ağır bedellerini ödüyorlar. Eşlerinden boşansalar da çocuklar yüzünden sürekli görüşmek zorunda kaldıklarından epey sancılı ailevi problemlerle boğuşuyorlar ki, değer miydi diyorsunuz:) Ama öyle coşkulu, çekimi yüksek bir aşk ki, tarafların her şeyi yıkmalarına, böylesi bir aşkın insanın karşısına bir kere çıkabileceğine, şansı yakalayamazsan ya da risk alıp denemezsen hep pişman olabileceğine inanıyorsun. Ha, sezonlar ilerledikçe, deneyince de bir şey olmadığını görüyorsun. Beşinci sezon da yoldaymış diyorlar:)) 

Dizinin Netfilx yapımı ve +18 yaş uyarısını tekrar belirterek yapımcıların diğer dizilerden farklı olarak kadın erkek çıplaklığını eşit kullanmakla övündükleri notunu düşerek satırlarıma son vereyim.  




Çam Ağacının Gölgesinde Ekşi Sözlükte

Ekşi Sözlük sürpriziyle karşılaştım bugün.  Oradan verilen linkteki yazı aşağıdadır:  Medium sitesinde yayınlanmıştır.  Teşekkürler Handan K...