Uzaktan görmüştüm
Ruhundaki gölgeyi
Sıcaktı hava
Özlemiştim serinliği
Elimde fener
Hevesle daldım
Mağarandan içeri
Karanlıktı her yer
Beraber dolaştık galerilerini
İlerledikçe fark ettik
Gizli kalmış obruk ve düdenleri
Sen, benimle tanıdın
Korktuğun labirentleri
İnsan,
İnsan da görür hallerini
Bir ışık tayfıdır aşk,
Yedi renkli
Ruhun ruhumdaki parıltıyı emdi
Oyuklarında nefeslenip
Yarıklarından yol bulmuştum
Dönemedim geri
Rüzgârın uğultusuna karışan
Damlaların sesi
Ürpertse de içimi
Kaya altı sığlıklarına ulaşmak
Nefes kesici
Biriken yağmur suları
Nasıl da lezzetli
İçtikçe susadık aşkla
Kayaçlar kaygan
Hava nemli
Tek isteğimiz biraz güneşti
O ki, ısıtır, ışıtır
Hayat bayrağını dikince
Kalp kalesi kolay düşerdi
Kırmızı ateşti
Yeşil, cennet bahçesi
Gök, deniz mavi
Karışınca hepsi
Beyazdı ismi
O ki, masumiyet rengi
Saklamaz içinde günahı kiri
Siyah gibi
Ama bir ışık tayfıdır aşk
Kırıp geçirir renkleri
Ateşle cennet
Denizle hasret
Nefretle sevgi
O tayfla yer değiştirirdi
Ruhun ruhumdaki güneşi emdi
Yine de denizim ışıltılı
Gönlüm çiçek çiçekti
Elim eline kenetlenseydi
Hiç kaybetmezdik bizi
Karanlık kuytularda
Topraksız mağaralarda
Güneşsiz ormanlarda
Boy veren mantarlar gibi
Sel oldu sonra,
Galerilerinde mahsur bıraktı seni
Toprak kaydı
Güneş çekildi
Ben karanlıktan korktum
sen ışıktan
Yağmurlar kesildi sonunda
Ormanlarsa alev alevdi
Değirmeni döndürmeyen taşıma sular
kesmeyince kimseyi
Susuzluk baş gösterdi
Denize koştu herkes
Umuttu suyun kaldırma kuvveti
Kıyıda rüzgar yaktı
Susuz tenleri
Şimdi duyulan
Aç martıların çığlık sesleri
Bir de kaçışan balıkların tek sortide
Can verişleri
Güvertesiz vapurların koyu renkli camlarında
Tanıdık bir adam silueti
Sahi kimdi bu fersiz gözlerin sahibi
Yüzünde acının çizgileri
Mağaradaki gölgeleri izler gibi
Rüzgâr çanının ince sedefleri
Notaları karışmış bir şarkı söylüyor sanki
Işık mağaradan çekildiğinden beri
Her gün içinde yükseliyor melankolinin dikitleri
Hiç kesilmeyecek mi bu karanlık rüzgârın nefesi
HANDAN KILIÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder