ATHENA gibi diyelim SENDEN, BENDEN, BİZDEN...


Merhaba, 


Bu gün bir film paylaşımı yok. Biraz da blogculuk yapalım değil mi:))

İlk blogumu açtığımda yıl 2009'du. Şimdi ise 2019 bitiyor. Yaklaşık üç yıl sıkı blog yazmış, çok güzel dostlar edinmiş, yüz yüze tanışma imkanı elde ettiğim sinema ve edebiyat tutkunları ile bir senaryo yazımı atölyesi bile düzenlemiştim. Hala görüştüğüm güzel arkadaşlarım var blog sayesinde. 

Sonra ne oldu ise oldu. İnternet alemi hızla değişti. İnsanlar vloglar çekmeye, youtuber olmaya başladı. Önce tutmaz dediler ama artık 3 G çağında idik; görme, gösterme, gözetleme. Harfler kimsenin ilgisini çekmez olunca blogculuk da darbe aldı. Benim iş ve şehir değişikliklerim falan derken blog günlükten aylık yazılan bir mecraya dönüştü. "Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ" atasözü her şeyde olduğu gibi elbette blogcular için de geçerli. İhmal tembelliği getirdi. Okumalarım arttı. Yazılar uzadı. Az sayıda ama uzun ve nitelikli yazılar çıkmaya başladı. Epey zaman da okuduğum kitapları tanıtan yazılar yazdım. Bunlardan dergilerde yayınlananlar oldu. Bu biraz yönümü değiştirdi. Blogu arşiv amaçlı kullanır oldum. Bilgisayarlar çökerdi ama blog her zaman burada dururdu. Hem sonra onları derleyip toplamak da kolay olurdu. Onca iş güç arasında mesleki yayınların, tezlerin yanında blog yazılarına da vakit ayırdım. 

Film izlemeyi sevip işlerin yoğunluğundan kitap yazıları yazamaz olunca bir de baktım yüreğime değen filmlerden yola çıkarak denemeler yazar olmuşum. 

Blog ne güzel gidiyor derken, yeni bir sayfa açmışken bunca yıl başıma gelmeyen bir saldırı oldu ve blogger hesabım çalındı. Düzeltmek, hesabı geri almak için çok uğraştım ama olmadı. 2018 kötü bitti. 2019 zor başladı ama en son bu hesabı açıp öncekinden bilgisayarımda olan yazıları ekleyerek kurtarabildiklerimle yeniden yola çıktım. İşte şimdi 94. yazı ile karşınızdayım. 

Bir kaç hasbihal dışında yazılar genel olarak deneme türünde, makale boyutunda oldu ama meraklısının okuduğunu bana gelen iletilerden biliyorum. Ayrıca işi gücü rolantiye aldığım bu zamanlarda daha çok yazmaya ve okumaya vakit ayırıyorum. İzlediğim film sayısı da 300'ü geçti ama buraya yazabildiğim henüz 82 tane. Çoğu yine arşiv amaçlı blogda yerini aldı. Bundan sonra nasıl bir yolculuk izlerler bilmiyorum ve kitapların da bir kaderi olduğunu tecrübe etmiş biri olarak soruyorum "Daha iyisi nasıl mümkün? Onları en kısa sürede bir kitabın içinde dizilmiş görmemiz nasıl mümkün?" diye. Vakti geldiğinde cevabın bizi bulacağı sorular sormak önemli. 

Eskiden yılbaşında yeni yıldan beklentiler yazıları yazılırdı. Hatta yine yazalım. MİM yapalım, misal bu yazı içinde bir kaç selam göndereyim, onlar da katılsın 2020 için güzel umutlar besleyip sorduklarımıza güzel cevaplar alalım. Bu vesileyle yazılarımı sürekli takip edip yorum yazan arkadaşlardan başlayarak katılmak isteyen herkesi davet ediyorum. kahve telvesi,  deeptone, narda, bizkimizkadınız, beyazyakalı, kaystros ı öncelikle davet edeyim.     

Ben şu olsun bu olsun demiyorum artık. Dünya çok kalabalık gelirdi eskiden ama şimdi bunun zenginlik olduğunu düşünüyorum. Bu kadar kişiye ihtiyacını/istediğini veren Allah'ın hazineleri geniş, kendimizin daha iyi versiyonu için daha iyisi nasıl mümkün deyip sonsuz hazinesinden dileyelim. 2020 sağlık, bolluk bereket, aşk, para kime her ne gerekiyorsa onlarla dolu dolu gelsin.

Ben bu yıl için, şu aralar üzerine çalıştığım kitaplarla ilgili şans diliyorum kendime. Belki yarın öbür gün torunlarım, buralar hep dutlukken bir youtube kanalı açmamış da blogla uğraşmış şeklinde arkamdan söyleneceklerdir ama bakalım hayat bizi nelerle ödüllendirecek, 2020'nin mucizeleri neler olacak, tüm güzel hediyelerini almaya gönüllüyüm. Bunun için neler mümkün? Seneye döner bakarım bu yazıya bakalım neler mümkün olmuş:)) 

Ben youtube falan derken bir radyocu/şair Orhan Haşim Elmalı blogtan bir yazımı seslendirmiş. Zor geçen bu yılın sonuna doğru hoş bir sürpriz oldu. Onun buğulu sesinden dinleyince bu kısa yazı epey anlamlı bir hal de almış. Buradan paylaşmak, kişisel tarihime de not düşmek  istiyorum. Orhan Haşim Bey'e de ayrıca teşekkür ediyorum. Kısa yazmaya heveslendiğimi itiraf etmeliyim. Bu yazıyı aşağıdan dinleyebilir, linkten de okuyabilirsiniz. 


Başlığa sevdiğim bir şarkının nakaratını koymamım bir nedeni daha var aslında: Yukarıda ve aşağıda kapak resmi olan "ÖLÜLER KONUŞMALI" adlı kitapta bir öykümle yer aldım. 2019'un son ayına girerken bir kış mevsimi başında böyle bir kitap güzel oldu. En azından film izleyerek girdiğim yıl boyunca yazdığım onca film yazısından sonra bir de hikaye kitabı elimde olacak. Çok yakın zamanda çıkacak olan kitaptaki öykü birden bire çıkıp geldi. Son derece dokunaklı bu hikaye içimde anlatılmak için mayalanırken bu kitaba girmeyi beklemiş sanırım. Umarım toplu öykülerden oluşan kitabımızın bahtı açık, gönle değen tarafı çok olur.

İşte bende durumlar böyle, ya sizde? 
    
     

17 yorum:

  1. Güzel haberlerle gelmişsin. Daha güzelleri de olsun inşallah.
    Bakalım, yıllar önceki neşemi bulabilecek miyim 2020'de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim 🙏 umarım hepimiz eskilerdeki neşeyi yakalarız ülkece

      Sil
    2. Yazımı yazdım ama itiraf edeyim istediğim kadar eğlenceli bir yazı olmadı. Oysa bunca yıldir yapmadığımı yapıp yılbaşını kutlamak bile istiyorum.❄️❄️❄️

      Sil
  2. sen dün gece mimledim dediğinde, dizi izliyordum. hemen geldim bloguna ama bu yazın yoktu daha. önce mimleyip sonra yazıyı yazdın herhaldeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma ya, yazı taslakta kalmış mimlemişim sabah saatlerine doğru artık dikkat dağılıyor ☺️🤣🙃😘

      Sil
  3. blog hikayen hoş. senin blogun senin arşivin gibi evet. izlediğin filmler de hoş. öykü için kutlarım. kitap projeleri için de kutlarım. hadi hayırlısı olsun işallah. demekki yazmak kitap gibi şeyler bekliyosun 2020'den. mim pekuu. nostalji yapıyon kendine yanii. bi gün belki yine aktif olursun ya blogda. şimdiki blogçular eskilerden daha iyi. daha rahat esnek. yazmak konusunda da daha iyiler. blog büyük mutluluk valla. blog ve yazmanın mutluluğu başka hiçbişeyde yok :) hadi işallah sen de yazmak konusunda hedeflerine veya özlemlerine kavuşursun. aramızdan iyi romancılar, şairler çıktı. edebiyat dergilerinde yazanlar var. blog halen en iyi ortam yazmak ve paylaşmak için. insta kolay diye instayı seçen de çok ama gerçekten yazmayı sevenler blogda. yazarak paylaşmak çok kişiye zor geliyor. bir de blog yazmanın kendisinden mutlu olanlar yazıyor işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediklerine katılıyorum deeptone dileklerin için teşekkür ederim 😘

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. İki gündür dışarılardayım hastane işleri falan çıktı dönemedim bakıcam şimdi sağol

      Sil
  5. iyi geceeeeleer geçerken bi uğradııım :)

    YanıtlaSil
  6. En kısa zamanda davetine icabet edeceğim. Kitabın için de iyi şans diliyorum. Yazmayı seviyorsan blogdan kopamıyorsun, benim tespitim.

    YanıtlaSil
  7. Güzel yazınızı okudum:) Blogunuzun çalınması çok kötü olmuş, üzüldüm. Başıma öyle bir şey gelse çok üzülürdüm zira yazılarımın kopyası bilgisayarımda yok. Yedekleme yapacak zaman da yaratamıyorum kendime. Ne yazık ki yeterince film izleyemiyorum. Yazmak ve okumak daha önce geliyor bende. Başta mim yaptığınızı ve beni mimlediğinizi bu yüzden kaçırdım, sağ olsun deep arkadaşımız ikaz etti, hemen koştum.
    Yayınlanan öykünüz ve kitap hazırlıklerınız konusunda kutlarım sizi.
    En kısa zamanda miminizi cevaplayacağım. Sevgiyle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıyı yazar yazmaz bilgisayara kopyalamalı bunu hep ihmal ediyoruz Birol güven bir kere yazdığı senaryonun olduğu laptop üzerinden kendi arabasıyla geçmiş yedeği yokmuş kurtarılamamış da hepimiz bu ihmalin bedelini ödüyoruz zaman zaman aman diyeyim kopyalayalım benim de şuna bu blogun yarısı kopyalanmamıştır bir ara düzenli yapmıştım o işi teşekkür ederim yorum ve katkı ve mim için

      Sil
  8. yazılarını hafızaya ve ayrıca hard diske al yaa :)bi de baksan yaa, mim yazımda, kiremithanenin yorumu, seninle ilgiliiii :)

    YanıtlaSil
  9. Sizler de eskilerden, uzun soluklu ara verip gelenlerdensiniz anladığım kadarıyla:)
    Maalesef her şey o kadar hızlı değişiyor ki yetişmek mümkün olmuyor ve bazı şeyler yarıda kalıyor. Hayatın akışına kendimizi bırakmak bu oluyor sanırım..
    neyse siz de geldiniz
    daha ne olsun
    hoşgeldiniz

    YanıtlaSil
  10. Nasıl güzel yazmışsınız ve o ses! O nasıl güzel bir ses! Ben henüz o ırmağa varamadım, Kara Orman'dayım. Irmağı arıyorum, sizin bulmanıza çok sevindim.

    YanıtlaSil

Çiçeklenelim, vakit bahar!

“Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelmesini engelleyemezsiniz.” demiş Pablo Neruda Çiçekler koparılıp baharda kış yaşatılalı çok...