YENİ BİR HABER, YENİ BİR KADER BUNLARI İÇİN BANA ŞANS LAZIM

2020, 2020 Söyle bana ne hediyelerle geliyorsun :)) diyelim de güzellikler bizi bulsun.

2020'den neler bekliyorsunuz diye sorarak  mimledim herkesi ama sonra da hayat beni mimledi dönemedim:) Dün ziyaretime gelen kardeşimle çekildiğimiz fotoğrafı gören diğer kardeşim "Ablamın nesi var?" diye sordu endişe ile ve bizim ufaklık yanıtladı: "Hayat yazıyor" yazamıyor:)) Evet bu benim için sorun. Okuyup yazamamak... Zamansızlık, sağlık sıkıntıları, üst üste gelen dertler, tasalar... Yazamamanın, benim dışımda gelişen bir hayat örgüsünün sonucu olması ve uğraştığım sorunların karşısında yazmak ve okumanın büyük lüks kalması can sıkıcı. 

Epeydir modum şu:



Oysa bu yüzyıla böyle mi girmiştik.  2000 yılında Milenyum Çağı diye her yerde abartılı yılbaşı kutlama hazırlıkları vardı. İnsanın kendi yaş gününün kendi yeni yılı olduğunu düşünür, özel kutlamalara girmezdim yeni yıllarda ama bir muhasebe zamanı olduğuna inanırım. Ne yaşadık, neler bekledik, neler bulduk oturur düşünürüz. En çok dinlediğimiz şarkıları, kullandığımız uygulamaların değil, zihnimizle hep bir didişme halinde olan kalbimizin hatırlattığı yıllardı. Ama ben daha çocuk denecek yaşlardayken bile nostalji seven biri olarak o zamanlar terk edilmeye başlamış olan bir adeti yerine getirmiş, sevdiklerime kart atmıştım. Geçen bir kitabın arasından cevaben gelen kartlardan birini buldum ve çok mutlu oldum. Canım dostumu İzmir'e gidince mutlaka görmek istiyorum. Umarım denk geliriz. 

Şimdi 2020'nin kapısındayız, en fazla sevdiklerimize bir ileti atarız ki onda da artık mütekabiliyet kuralını işletiyorum. Sonuçta israf haram, geçen gün ömürden...

Yirmi koca sene geçmiş milenyuma gireli ve biz ülkecek aynı tas aynı hamam yaşayıp gidiyoruz demek isterdim ama yirmi yıl öncenin alım gücüne, yüzü gülen insanlarına, zamanın bereketine bakarsak epey geriledik diyebiliriz. Hatta sevgili Nagihan'ın "Size bir sır vereyim mi" başlıklı yazısında dediği gibi "Bu saçma sapan ülkede" artık güzel bir şeyler olsun da biz de gün yüzü görelim 2020'de.

Az önce ajandalarımı aldım diye sevinçle evde dolaşırken, (iki boş deftere sevinen insanlardık, kıymetimiz bilinmedi) yukarıdaki fotoğrafı çektim. Koskoca 2020 yazıyor, onu gösterip bir blog yazısı yazayım başlık da "2018' e hazırım, sen bana hazır mısın yeni yıl!" olsun dedim. Oğlum üzülerek baktı yüzüme, sarıldı sonra, "Anne, 2020 ye giriyoruz" dedi. 

"Gözümün gördüğünü kabul etmeyen beynim, zamanın geçiş hızına uyamıyor" derken gözyaşlarımı tutamadım. "Hayat yazıyor! Zaman durmuyor, hayat geçiyor, hadi ben halı saha maçına gidiyorum" dedi ve çıktı. Ben de "Duydunuz zilin sesini, yarışma başladı" neslinden olarak çamaşır makinesinin bitiş sesine doğru yürüdüm. Çamaşırları silkerken hayatın geçiciliğini düşündüm. "Asmayalım da besleyelim mi?" diye diye çamaşırları evin içine astım. "Hey gidi Ankara hey /Beni de benzettin kendine/ Astın suratımı resmileştirdin beni/ Yüzümde bürokrat gülümsemesi, içimde politik çıkmazlar, hava ne soğuk ah, ev halkına bir çay vereyim bari, bahaneyle ben de otururum iki dakika" diye mırıldandım. 

Aslında konuşurken 2018 desem de, yazarken defterlere 2014- 2016 falan diye tarihler attığımı da hatırladım. En son güzel şeyler yaşadığımda yıl 2015 idi. Ocak ayında bir yeğenim doğmuştu ve uğurlu gelmişti bana. Ağustos ayında da bir başka yeğenim doğdu ve o gün hayatımın en güzel başka bir gününe denk geldi. Sonrası kısa da olsa bir zaman güzel geçmişti. Ama ardından ilk golü yedim ve arkası geldi. Yeğenlerim okullara başladı, İngilizce konuşur oldu. Bende ise değişen bir şey yok:(( Yıl olmuş 2020 ben zamana karşı 5-0 yenik durumdayım.

Ama hadi kabul edelim, zamana yenilmeyen kim var ki? Hangimiz elimizden kayıp giden vakitlerin özleminde değiliz? Yaş alıyoruz elbette, bu bir açıdan korkutucu bir açıdan da özgürleştirici. Umarım bu yaşlar, bizi ruhen de büyütür. Yaşadıklarımız, deneyimlerimiz sadece kalbimizi sızlatan anılar olarak kalmaz da, yeni bir bene kapı aralar. Kalbimize esenlik, vücudumuza sıhhat bırakır yıllar derken "Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak" diye mırıldanmaya başladım. 



Bir kaç ajanda aldım yine. Metis ajandaları 2017, ki anısı büyük, o zamandan beri vazgeçilmezim. İçinde neler var neler. 

Allah'ım, her yer, raflar, kutular, kitaplıklar dolusu defter... Kimi yarım kalmış aşklar gibi buruk ama söylenmeyenleri ile boş yaprakları gibi yeri doldurulmaz, kimi dolu dolu ama dönüp okunmayacak kadar bunaltıcı. Bazısı ruhen uzak düştüğüm anıların ev sahibi, kimi dert, kimi sevinçlerimin ortağı. Dost bildiklerimden en güveniliri, en yakını. 

Defter iyidir, hele ajandalar, insanı daha planlı yapar. Hep yanındadır. Desteğindir. Sen bırakmazsan o seni bırakıp gitmez. Dönüp ah etmez, susup kahretmez. Özlediğinde elinin altındadır. Uzandığında sayfalarca sarılır. Kitaplara taşar, kimi zaman da kitaplardan, rüyalardan, filmlerden taşar gecene ışık, gündüzüne rehber olacak sözleri yaz diye açar bağrını. Sana kendini feda eder, sen olur yazdıkça. Zamanın kaydını tutar. Vakti gelince seni seninle yüzleştirir. 

Bloglar da bir nevi herkese açık defterlerdir. Onun için kıymetli, bu nedenle vazgeçilmez. Buraya yazıp niyetimi güçlendireyim dedim. Niyet ettim, niyet eyledim 2020'de düzenli olarak ajandalarımı yazmaya, blogumu geliştirip uzak kalmadan yeniliklerle küllerimden yeniden doğmaya...

Geçen yılbaşında tam 00:00' da herkes geri sayım yaparken ben açıp film izlemiştim. "Çavdar Tarlasındaki Asi" Harikaydı. Hatta sabah kalkıp tekrar hem de on üç sayfa not alarak yeniden izlemiştim. Hala bloga yazamasam da bu yıl 85 tane filmi buraya aktarabildim. (Defterlerimde ise bu sayı 330'larda. Neymiş, defter blogtan büyükmüş, neymiş yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş:))  

Umarım bu yıl da her yönden verimli, huzurlu, aşk dolu, özgür geçer. Daha iyisi nasıl mümkün? Yediğim golleri silecek güzelliklerin beni bulması, son iki ayda yaşadığım sıkıntılarla sürekli tekrarladığım "Çok yorgunum" repliğimden "Çok huzurluyum, mutluyum, pozitif enerji ile doluyum" sözlerine geçmem için hangi bilinç, enerji ve alan olabilirim?  Ve hayatın bana hediyelerini alıp kabul etmeye gönüllüyüm diyerek mottomuzu söyleyelim hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir, inşallah. Dinimiz Amin.

O zaman Sertab'ın 2002'de dediğini 2020 için tekrar edelim:




16 yorum:

  1. Su gibi aktı yazı... Bir solukta okudum... güçlü kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. aayy tamam geçmiş öyleymiş tamam. hadi 2020 hayat yazıyor bol olsun medemsi defterler de blog da dolsun öyküler de yaz ama bi de ülkemiz evet yaa huzurlu olsuuun :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba. 2020 yılına girerken içimde biraz geçmişin (yaşlanmanın) üzüntüsü, biraz yapmak isteyip de yapamadıklarımın pişmanlıkları ama ne olursa olsun bolca umut var. Geleceğin bugünden daha iyi olacağına inanıyorum. Umarım 2020 yılı kederlerin sevince, ayrılıkların kavuşmalara döndüğü, hiçbir çocuğun anne/baba hasreti çekmediği, sevmek ve sevilmenin değerinin bilindiği güzel bir yıl olur.
    Yeni yılda sizden, giderek mekanik bir hal alan sinema eleştirmenliği kalıplarının dışına çıkarak yorumlarınızı kendi iç dünyanıza eklemlediğiniz, bize farklı bakış açıları sunarak kendimizi ve hayatı daha iyi anlamamıza katkı sunduğunuz, bir noktadan sonra her okuyucunun kendi duygu ve düşünce dünyasına göre yazıyı tamamlamasını beklediğiniz, bu haliyle 'hayat daima yazıyor':)) dedirten blog yazılarınızın devamını bekliyoruz.
    Sağlıcakla kalın..

    YanıtlaSil
  4. Yazınızda, parçalarda çok iyi, emeğinize sağlık👍🙏Gönlünüzden geçtiği gibi olsun 2020🤗

    YanıtlaSil
  5. Hayat yazıyor, daha çok yazsın bence:)defterler nefis görünüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler ben de öyle istiyorum defterlerimi de sevdim

      Sil
  6. Hayat yazıyor 2020 de de yazacak, bizi yazılarından mahrum bırakmayacak eminiim 😄 İlk şarkıyı dinlerken hep gözlerim dolar, umarım o kadar yorgun değilsinizdir umarım ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TEŞEKKÜRLER yorgunluklarımızın geçmesi temennisiyle

      Sil
  7. Metis Ajandası'nı görünce çok sevindim ki, ajandamız ortak, o zaman dileklerin benim için de geçerli olsun çünkü benim de bu hafta favori repliğim 'çok yorgunum'. :D İlk defa Metis ajandası kullanıyorum, biraz küçük mü sığar mıyım diye tereddütteyim ama içini çok beğendim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. küçük olduğu için ben onu rüya günlüğü yapıyor ara sayfalarını da okuyorum kitap alıntıları çok güzel keyifle kullanalım umarım

      Sil
  8. Yaş almak çamasır makinası dönerken karşısına geçip boş gözlele bakma ve geçmişi hatırlayıp acaba neleri yapmamalıydım demek. Düşünüce değiştirmek istemediğim bir olay yok. Sadece bazı şeylere daha az tepki verseymişim diyorum ama hayat yazıyor elden ne gelir :) 2020'nin sağlık huzur güzellikler yazması dileği ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşününce değiştirmek istedimdiğim bir olay yok demişsiniz ne güzel ben de yıllardır öyle düşündüm sonra bir gün geldi ki hayatımda hiç pişman olmadığım her şeyden pişman oldum lakin artık her şey için çok geçti

      Sil

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...