Beggin beggin you

 

Uyuyorsun. Yorgana sarılmışsın. Üşüyor olmalısın. Yanımda sen olmadığım için dersin uyanınca. Dün gece saatlerce konuştun. Kalbin, aklın hallaçla atılmış pamuk gibi kabarmıştı. Kafam karışık, düşünmeyelim, üzerine uyuyalım dedin. Haklısın. Sonra kollarımda uykuya daldın. Kalbinin atışlarını dinliyordum gecenin sessizliğinde. Çaresizce çırpınıyordun avuçlarımda. Uykun bile kuş uykusu. Huzurunu kaçıranlara söyleniyorsun. Küfretmek istiyorsun ama beceremiyorsun. Uyuyamıyorum. Sıkı sıkı tutuyorum seni, sanki uykuya dalsam kanatlanıp uçacaksın. 

Hep öyle geldin bana. Gidebilecek gibi. Beni diken üstünde tutmayı seversin. Önceleri içerlerdim buna. Herkese karşı böyle olduğunu fark ettiğim günden beri umursamıyorum. Dünya üzerinde bir küçük kuşsun adeta.

Seni öyle çok seviyorum ki… Bunu bildiğin için her eziyeti yapıyorsun bana. En büyük hayalimdi bir güne seni uyandırmak. Kahvaltını hazırlamak için sabaha karşı daldığım uykudan fırlayarak uyandım. İlk kez yanımda uyanacaktın. Her şeyin mükemmel olmasını severdin. Tabi ben de. Pankeke bayılırdın. Bir gün sana yapabilmek için tarifini bulup kaç kere denedim bilsen. En güzelini de bu sabah yaptım. Şanslıydın. Bu dünyaya seni bulmaya geldim galiba demiştin. Dünyaları bana vermiştin bir keresinde ya bu sabah da öyle olabilirdi dedim. Ama sonra öyle bir kahkaha atmıştın ki başımdan kaynar sular dökülmüştü. Kullanıyor seni oğlum diyen arkadaşımın sesi yankılanmıştı kulaklarımda. Haklı mıydı bilmiyorum ama ben seni böyle çaresiz severken her şeye razıydım. Sen de seviyordun, biliyordum. Ama daha çoğunu istiyordum.    

Bir garip hüzün çöktü üzerime sen bir türlü uyanmayınca. Tepsin hazırdı, meyve de soymuştum, ceviz de kırmıştım, ses çıkartmadan. Minik bir çiçek bile bulmuştum dışarı çıkıp. Severdin çiçekleri. Senin için hepsini koparabilirdim. Başkasına olsa kıyamazdım, hiçbir çiçeğe. Kökünden kopmak kolay mı? Birkaç gün bir yüz güldürecek diye kurumaya mahkûm bırakılır mıydı zavallı? Can taşıyordu o da. Ben de. 

Sen kıyarsın bana değil mi? Ben neden kıyamıyorum sana? Aşk neden aynı zamanda aynı dozda düşmüyor kalplere? Yanımdasın ama benim misin? Sevdikçe sevesin gelir, diye şarkılar söylerdin eskiden gözlerime bakarak. Şimdi susuyorsun. Dertlenince arıyorsun. Keyfin yerindeyken aklında değilim gibi geliyor. İtiraz ediyorsun. Kendi hayatlarımız da olmalı. Mıç mıç ilişkilere karşıyım diyorsun. Ben senle bütün olmak istiyorum. Kendimden başka biri gibi göremiyorum deyince kızıyorsun. Seninle doluyum, içim dışım, aklım ve kalbim. Ara sıra sen de istediğin için uzaklaşıyorum senden. Kendimden korktuğum için aslında. Ama fark etmiyorsun bile. Bari merak et. O da yok. Bunları söyleyerek kırıyorsun kalbimi. Önemsemiyorsun. Sonra ben bir kıyıda tek başıma bahaneler bulup avutuyorum kendimi, affediyorum seni. Tanıyamıyoruz diyor arkadaşlar bana. Dön bak aynaya! Bu sen misin oğlum? Aşık olun da görün diyorum. Lan ilk aşkın mı amma abarttın diyorlar. Böylesine hiç vurulmamıştım dediğimi anlatırken sana sözümü kesip kendimiz olarak kalmak için ara sıra uzaklaşmaya ihtiyacımız var diyorsun yeniden. Kelimelerim duvarlarını aşamıyor. Neden?

Dün yaşadıklarından sonra kendin olmak yetmedi değil mi? Sana onlara güvenme demiştim. Denize düştüm yılana sarıldım demiştin. Polise gidelim, bu tehditlerle yaşanmaz deyince karşı çıkmıştın. Başlarında olan adam herkese hükmeder. Biz suçlu çıkarız. Kendimiz halledeceğiz, dedin ya gözlerim fal taşı gibi açıldı. O ödemeyi yapmak için krediyi çekerken maaşımın limitlerini zorlamıştım. Sadece sen güvende ol diye. Ah be güzelim, nasıl bulaştın bu işlere. Tamam bankalar dolandırıcı da hiç mi haber okumuyorsun, tefeci faiziyle isterken parasını, belinde silah dayanır kapına. Feda olsun param da malım da sana, aşka, her şey feda olsun. Kapattık işte borçlarını, ne istiyorlar daha senden diye sinirle yumruğumu masaya indirdim ya akşam şimdi sızlıyor parmaklarım. Habersizsin. Yine de sen iyi ol önemli değil. Bu sefer de bir yolunu bulup ödeyeceğim.

Ya bilmediğim şeyler varsa, ya bu iş burada bitmez, dallanıp budaklanırsa, öyle hissediyorum. 

Neyse böyle zor bir geceden sonra güzel bir kahvaltı yapsan kendine gelirsin. Nasılsa çözeceğim derdini, bana gelmişsin, güvenini boşa çıkaracak değilim. Seviyorum seni. Bütün duvarlara yazıp ilan etmek istercesine. Yaban mersinlerini de koyalım pankek üzerine, çay da tam sevdiğin gibi. Beyaz çay, sırf senin için evde bulunduruyorum. Ben siyah çay içerim.

Kıymetimi bilsen güzelim, bir de seni ne kadar sevdiğimi… Keşke bu sabah dün gecenin devamı olmasaydı. Hayallerime korku karışmasaydı. Sensizdim ne zamandır, huzursuz, yılgın. Bu hale getiriyor işte beni yokluğun. Acıktım. Pankekler pişerken birkaç lokma yemişim iyi ki. Gazetem de bitti. Hala uyuyorsun. En iyisi dinlerken yerinde duramadığın şarkıyı açayım. Ve yanına uzanıp minik dokunuşlarla günaydını fısıldayayım kulaklarına, boynuna. Uyan ve gözlerini açtığın o an şarkıyı mırıldanmaya başla: "Beggin beggin you" Ve bir öpücük kondur ruhuma. Her şeyi halledeceğim, dünya bir yana, sen bir yana, unutma aşkım unutma... Seni ne çok sevdiğimi unutma. 


Handan Kılıç
22/07/2022
04:24






4 yorum:

  1. insanlar artık birbirine sevdiğini söylemiyor nedense. ya sevgiye/aşka inanmıyor ya da bunu dile getirirse zayıf ve savunmasız kalacağını düşünüyor. sevgini ifade ettiğinde karşındaki kişiye işlemesi için boş bir tarla, yazması için boş bir sayfa vermiş oluyorsun, yaralarını gösteriyorsun. bu zor zamanlarda hayata tutunmaya alışmış benlik için büyük bir risk. ne badireler atlatmış ama şimdi 'yüreği elinde.' karşıdaki insanın özensiz tavırları, seni anlamadığına veya sevgini heba edeceğine dair kafanda davul çalan düşünceler de cabası. bu kadar bilinmezlerle dolu yolda sevgi sözcüklerine gerek var mı, uslanmaz bir yürek taşıyan herkesin vereceği cevap 'elbette'..
    çok güzel ve samimi bir yazı olmuş tebrikler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Hakan Bey, aşk da sevgi de dile gelmeli, bu benliği yıkmaz, bazı insanlar kıymet bilmez o ayrı, onun için de şairlerin cevabı hazır; seni seviyorsam bundan sana ne :))) demişler iyi de etmişler

      Bu yazı hocanın verdiği yazıda da yer alan iki tetik resimden yola çıkarak erkeğin ağzından sen dili ile tek nefeste yazılmış bir alıştırma idi :) işin felsefesi ile ilgilenmeyen bir teknik çalışma amaçlı yazıydı

      Siz de yazı ile ilgilen biri olduğunuzdan açıkladım bunca detayı , denemenizi tavsiye ederim sen diye yazmayı zor ama keyifli de

      Sil
  2. alıştırma yazısı olduğunu anlamıştım. duru bir diliniz var 'oğlum' kullanmazsınız genelde. ayrıca resimler bir kadına yazıldığını hissettiriyordu ama kahvaltı hazırlayan erkek baya çeldirici olmuş, kaldı mı böylesi :))
    ben işin felsefi yönünü de beğendim. insanların sevgi sözcüklerinden kaçındığı bir dönemde böyle yazılar yazılmalı, belki bir köşede hayatında hiç sevgiyle tanışmamış birine faydası dokunur.
    tavsiyenize uyacağım, güzel ve serin günler dilerim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilime aşina bir okur memnun etti doğrusu çok sağolun zahmet verip katkı oldunuz Hakan Bey :)) erkeklerin en kolay hazırladığı şey değil mi kahvaltı☺️ Marifet yemekleri de hazırlamada 🙃😎

      Kolay gelsin çalışmanızda🙏

      Sil

Bırak Dağınık Kalsın sitesinde Çam Ağacının Gölgesinde vardı

  *Çam Ağanının Gölgesinde, Handan Kılıç’ın 2022 yılında çıkan romanı. Yazarın bu ilk roman fakat daha önce yayınlamış öyküleri var. Bir ilk...