Ben Buradayım Sevgili Okur…

Bu yıl ne kadar çok ölüm haberi ile sarsıldık. Çocukluğumun şahidi insanların gidişi artık çok geride kalan o zamanlara veda etmem gerektiğini hatırlattı. İçimdeki çocuk büyümeliydi. Saat işliyordu herkesle beraber benim için de…

Ne yapıyorum diye düşündürttü bu olanlar. Geride hayırlı bir iz bırakabilmek için ne yapıyorum? Yazmak dışında kayda değer bir cevabım olmaması hem hoşuma gitti hem canımı acıttı.

Yazıyorum çünkü bir gün bir yerlerde okurunu bulacağına inanıyorum. Canımla, yüreğimin en ince, en samimi halleriyle, ışığım ve gölgemle bir bütün olarak yazıyorum. İnsan olduğumu satırları okudukça görüyorum.

Ve bazen "Aferin" diyorum iyi dayanıyorsun. Ve zor bir döneme şahitlik ediyorsun, olanı kayda geçiriyorsun. Zor günleri yaşayanların şimdilik bunları okuyacak güçleri yok. Çünkü bir şeyin içinden geçmek kolay değildir. İnsan o zorlukları unutturacak şeylerin peşinden koşar. TikTok videoları seyreder, Instagram’da reelslerde kaybolur. Ama okumaktan ve yüzleşmekten kaçar çoğu zaman.

Acıyı çekenler de acıtanlara göz yumanlar da kulağının üstüne yatar. Ne vakit her şey biter insan geçtiği tünelin farkına varır, işte o zaman salim kafayla yaşadıklarının üzerinden geçer. Orada hatıratlar önemlidir. Geçmişi tüm çıplaklığı ile ancak bu tarz yazılarda buluruz. İşte o zaman geldiğinde yazdıklarım okuyucusunu bulacaktır. Önemli olan devam edebilmek insan olmaya, insan kalmaya çalışmak.

“Ben buradayım sevgili okur sen neredesin” diyen ustaya selamlar.

#handankılıc

08/12/2021

 

4 yorum:

  1. LCDP dizi finalinde Berlin ile Profesörün bir göl kenarında konuştukları sahneyi hatırladım. Berlin şöyle demişti; başarısızlık yüzüne vurur hayatında bir terslik olduğunu. İşte o başarısızlık kim olduğunu gösterir. Kimi korkakça davranır, kimi kabullenir. Kimileri isyan eder ama bunu da onursuzca yapar, başka bir hayat elde etmek için herşeyi yok etmekten kendini alıkoyamaz. Yemin ederim kalan her saniyemi dolu dolu yaşamaya kararlıyım.

    Yazmak; yaşadıklarına, hissettiklerine kişisel tarihin üzerinden not düşmek. Bunu yaparken hem kendine hem de okuyucuya ayna tutmak, karanlık, sevgisiz ve umutsuz taraflarınla yüzleşmeye çağırmak. Bu çağrıyı yazardan başkası yapamaz. Bazen bir şiir, bazen bir kitap veya bir sinema/dizi senaryosuyla.

    Didem Madak 'çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca, alt katında uyumayı bir ranzanın, üst katında çocukluğum' derken yazdıklarının hiç tanışmadığı insanların bir gün kalbine dokunacağını bilemezdi veya çok iyi biliyordu.

    Haklısınız, önemli olan devam edebilmek, insan olmaya ve öylece kalabilmeye çalışmak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. akşam bitirdik lcdp yi çok güzeldi gücümü toplarsam yazacağım
      çok güzel bir katkı sunmuşsunuz Hakan Bey:) Size ayrıca en sadık okurum ödülü vermeliyim :))) Varolun

      Sil
  2. YAZI EN KADİM ESER, BİNLERCE YIL ÖNCE YAZILAN KELİMELER HALA FİKİR VERİYOR İNSANLIĞA ,GÖRSEL ESERLER BUGÜNE KADAR YAZININ ETKİSİNE ULAŞAMADI,YAZAN EBEDİLEŞİYOR SANKİ

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öyle düşünüyorum İsmail Bey sağ olun katkınıza :) zaten elimden gelen bir bu :) yazdıklarımın çoğunu yayınlamıyorum burada herhalde vakti gelecektir. Ömrümüz varsa güzel günler göreceğiz inşallah :))

      Sil

Hayattaki yerini arayıp bulamayanlara samimi bir yol arkadaşı: Çam Ağacının Gölgesinde

  Elif Arslan  Ah şu merak yok mu şu merak? Sayfaları arka arkaya çevirip başladığımız kitabı bir çırpıda bitirmemizi sağlar. İşte böyle b...