KATEGORİLER

BİR ÇİVİT MAVİSİ RENKLE YAZILSIN

"Deneme yazarıyım" diyerek artık kendimi sınırlamıyorum. Yazmak, üst başlık, can acıtıcı bir eylem; insanın ciğerleri sökülüyor yazarken. Gözyaşı, uykusuz geceler, ciltlerce kitabın, milyonlarca harfin kafanda ve kalbinde dans edişi adeta. Bunların hepsi, gün geliyor akıyor kağıda. Şeklini de kendi seçiyor yazı; bazen şiir oluyor bazen bir öykü, roman olmak isteyen, yakana yapışan karakterlerde çıkıyor.  Benim bırakamadıklarım da var tabi. Hepsi vakti gelince çıkıyor sahneye.




Bazen bir film içinde bir cümleden gönlüme bir ateş olup düşüyor, bir de bakıyorum içimde bambaşka meşaleler yanıyor. Ortalık hem ışıl ışıl hem de cayır cayır... Bazen ateşin içinden yana yakıla geçiyor insan, ışığa ulaşıyor, bazen ayrılığa düşüyor, buzullarda üşüdükçe kahramanı sarıp sarmalamak istiyor. Onunla beraber gelen ürpertiyi sıcak su torbasının şefkatinde ısıtıp, bir fincan çayın sıcaklığına razı oluyor. Bazen bir türlü oturamasa da vakti gelince masanın başından kalkamıyor insan. Yemeyi içmeyi de unuttuysa hele oradan güzel bir kurgu damarı akıyor demektir.  

Anılarımız da kurgulardan ibaretmiş. Çünkü bir yıl içinde gerçeğin yarısını unutan zihin boşlukları oyunlarımızla dolduruyor, daha sonra kendi kurduğumuz bu sahneleri yaşanmış sanarak hatırlıyormuşuz. Yaşarken kurgu yapabiliyorsak yazarken de yapabiliriz demişti Yeşim Hoca. Öyleyse "Ben deneme yazarıyım" diye sınırlamaya gerek yok kendini. Yazı akar gider kendi bulur şeklini.

3 MAYIS 2020
HANDAN KILIÇ




2 yorum:

  1. Bazen beklerim hiç kağıda akmaz bir kelime bile bazen de dediğiniz gibi bir kelime akar da akar sel olup taşar

    YanıtlaSil